Bunları da Okuyun
Cevat Çapan şiirleri
Buraya, denizi gören bu dağın eteğine dilimde yarı unutulmuş şarkı sözleri, kulağımda su sesi, suların sesi, rüzgâra sarınıp geldim.Ağaran gün,…
Dokunduğum, okşadığım her şeyin inancımı tazeleyen gücüyle bir köprüde yürüyorum gelgitle alçalıp yükselen bir nehrin üzerinde. Kim bilir bu kaçıncı…
El eleydiler, Yerdeki toz toprağın içinden seyrediyorlardı gökteki bulutları, külrengi denizi. Bir yerden vinçlerin gürültüsü geliyordu, doldurulan, boşaltılan şilepler, mavnalara…
Senin için yazdığım şiirleri Dün teker teker okudum Nasıl sevmişim bir zamanlar Örneğin bu yüzden yıldızları Bunca mavisini göklerin Fark…
Her şey bir güzel kız için yazılır, diyor. Kırkına yakın, yılgın biraz. İsteksizce yanıtlıyor derginin sorularını. Öğrenci derneğinde konuştuğu akşamuzaklarda…
Rodos’tan Bodrum’a geçerken kayığımla. Dante’yi okudum, demişti Balıkçı, ay ışığında. Paluko teknenin burnunda suların derinliğini ezberliyordu mavi gözlerinde balık bir…
Haydi bir sayfa daha çevirelim denizden, üzerinde beyaz yeleli aslanların dolaştığı bir sayfa – Bu kez gerçek bir olayı anlatıyor…
Muazzez uykulu bir kadındı Uyudu kollarımda. Uyuma Muazzez, dedim dudaklarımla Dudakları uyandı.Aklımda kır çiçekleri kızlar Kızlar ağustosböcekleri. Yanımda Muazzez’in Yorulmuş…
Bir bir çatlıyordu kılcal damarlar. “mutluluktandır.” dedin. Yeşil bir koku yayılıyordu havaya biçilen otlardan. Bilinmez bir yönden esiyordu meltem bir…
Sana Bir zamanlar birlikte yürüdüğümüz o sokakların serinliğini getirdim bu kez. Elimden tutarsan altından geçtiğimiz saçakların gölgesi, saksı saksı fesleğenlerin…
İçimin içime sığmaması Canevimde çırpınan Küçücük bir kuş Olmasından mıdır aklın?
Adın deliye çıksa da alıp başını gitmiştin uzaklara, çok uzaklara. Biz geride kalanlar, elimizde silik bir harita arayıp durduk seni…
Bir sesler dünyasında yaşıyoruz son günlerde: Deniz Kızı Eftelya, hamiyet Yüceses; bazı geceler mehtap bizi sürüklüyor sularda. Nicedir uzaklara uğurladığımız…
O göçebe kuşları da merak ederdin sen, yılın hangi ayında geldiklerini, gelirken hangi enlemlerden geçtiklerini, yuvalarını nerelerde yaptıklarını… Turuncu, altın…
Kanıt aramadı hiç; kuşku duymadı. Düşündü durdu geride bıraktıklarını, genç ölüleri. Nereye yerleşeceklerdi karaya çıktıklarında? İşte şu boş ahşap ev…
Son yağmurlar da dindi dinecek, yazın habercisi kırlangıç saçakta senin o atlıkarınca gülümseyişinle.
Gollik Mustafa diye biri Muhtaramcamın dünürü, kaymakam ne zaman köye gelse, cevizin altına masa kurulsa, Gollik sofranın bülbülü. Kaymakam ehlikeyf…
Neyle boğuşur insan koşup yorulduktan sonra geçmiş zamanın ardından silik, karanlık anılarından başka yapayalnız kalmışsa o yalancı pehlivan? Temennalar, naralar,…
Dün gece kendimi gördüm düşümde cebimde ipek mendil, güvey tıraşı oluyorum Berber İdris’te, kulağımda karanfil. İçme şu mereti, diyor İdris…
Sana ne söylemek isteyebilirim gözlerinden uzaklara bakarken