Bunları da Okuyun
Charles Baudelaire şiirleri
Gözlerim kapalı, bir sonbahar akşamında Sıcak göğsünün kokusunu içime çeker Dalarım, gözlerimden mesut kıyılar geçer Hep aynı günün ateşi vurur…
Çıplaktı sevgili ve bildiğinden gönlümü okşadığını Yalnız çın çın öten takılarını bırakmıştı üstünde, Zafer kazanmış havası veriyordu pahalı takıları Mores…
Ölüm, avutan da –ne çare ki- yaşatan da; Hayatın sonu; yine de tek ümit, tek güven; Bizi bir iksir gibi…
acı ve hoştur, çırpınan ve tüten ateşin başında geceleri, o aheste aheste yükselen uzak anıları dinlemek, kışın, siste şakıyan çanlardaki…
Bana ne sendeki dirlik düzenlik? Hem güzel ol, hem de acı duy! Ekler Gözyaşı yüzüne başka güzellik, Yeşillikte bir su…
Tükendi gençliğim karanlıklarda, Çılgın fırtınalarda ve yağmurlarda; Güneş bazan açtı, kapandı derhal Bahtımın yazgısı karanlıklarda; Öyle harap ettiler ki gönül…
Doğa’nın o güçlü ve yaratıcı özünden Her gün azman çocuklar boy gösteren çağında, Dev bir kadın yayında yaşamak isterdim ben,…
Ey dalga dalga omza kadar uzanan yele! Ey bukleler! İhmalle yüklü güzel kokular! Bu akşam loş odamı bu saçlarda uyuyan…
Şeytan’a Dualar Ey bütün Meleklerin en bilge,güzeli,sen, Yazgısı dönük tanrı,yoksun tüm övgülerden, Sen,ey şeytan bu uzun sefaletime acı! Ey sürgünler…
Agathe, uçtuğu var mı ruhunun arasıra, Büyülü, mavi, derin ve ışıl ışıl yanan Bambaşka denizlere, bambaşka semalara, Şu kahrolası şehrin…
Ama neyle? Şarapla, şiirle, ya da erdemle, nasıl isterseniz. Ama sarhoş olun. Ve bazı bazı, bir sarayın basamakları, bir hendeğin…
Bir tapınaktır doğa, sütunları canlı Anlaşılmaz sözler duyulur zaman zaman Sembol ormanları içinden geçer insan Tanıdık bakışlar süzer gibidir sizi…
Derdim: yeter, sakin ol, dinlen biraz artık; Akşam olsa diyordun, işte oldu akşam, Siyah örtülere sardı şehri karanlık; Kimine huzur…
Seven kadının o garip bakışı var ya, Sere serpe yıkansın diye güzelliği Dalgalı ayın titrek göle gönderdiği Beyaz ışın gibi…
Acılı ruh, didinmeye düşkün eskiden, Umut, ki mahmuzu can katardı çabana, Artık sürücün olmaz! Utançsız yatsana Kocamış at, her engele…
Yavrum, sevgilim, sen Tadını bir bilsen Orada yaşamanın birlikte! Keyfince sevmenin Ölünceye değin O sana benzeyen ülkede! Puslu gökte yer…
Ey hüzünlü ruhum. İhtiyar budala. Kanının kanatlarında hırçın bir kıvılcım yanardı, Umudun mahmuzu yavaşça dokunsa şaha kalkardın. Ey şimdi her…
Sanki bin yaşındayım, o kadar hatıram var. Gözleri bilançolar, manzumeler, ilamlar, Romanslar, sevgi talan mektuplar, makbuzlara Sarılı gür saçlara dolu…
Söyle, Anlaşılmaz adam, kimi seversin en çok, ananı mı, babanı mı bacını mı, yoksa kardeşini mi? “Ne anam, ne de…
Yatağımız olacak ,hafif kokuyla dolu, Divanımız olacak ,bir mezar gibi derin; Bizim için açılmış, en güzel iklimlerin O garip çiçekleri…