Bunları da Okuyun
William Butler Yeats şiirleri
BİR oyunda gibi geçip gitti anlar; Ben sahip oldum aşktan doğan irfana; Aldım sağduyudan kendime düşen payı, Ama söylediklerime rağmen…
Kalkıp gideceğim şimdi, İnnisfree’ye gideceğim, Balçıktan ve sazdan bir kulübe yapacağım orada; Orada dokuz sıra fasulye ve bal arıları için…
Ürkek biri, ürkek biri, Ürkeği yüreğimin, Alev ışığında ilerler Öteye dalgın dalgın.Sofra takımını taşır, Koyar bir sıraya. Onunla gitseydim Su…
Üstü, topuğumdan imiğime Eski mitolojilerden çıkmış İşleme kaplı nakış nakış Bir palto yaptım kendime; Fakat aptallar ona el attı Onlar…
Fergus’la kim binecek şimdi arabaya, Dip ormanın dokuma kumaşını delecek, Ve dans edecek düzlükte kıyı boyu? Delikanlı, kaldır hoyrat alnını…
Kedi gezindi orada burada Ve topaç gibi döndü ay aynı, Ve ayın en yakın akrabası sünen kedi, Dikti yukarıya bakışlarını.…
Fısıldadım ‘Çok gencim, ‘ diye Sonra da, ‘Yaşlıyım’ diye, ‘ oldukça’; Aşk olasılığım var mı bilmek için Bir Peni fırlattım…
Saklamıştı, çekişmesi serçelerin saçaklarda, Ve dolunay ve yıldızların doldurduğu gök, Ve yükselen şarkı uğuldayan yapraklarda, Dünyanın eski ve bıkkın feryadını…
Ben isterdim ki deniz köpüklerinde beyaz kuşlar olalım! Sönüp giden meteorun alevi bezdirdi bizi, sevgilim; Ve tükenmez bir keder uyardı…
Girdi bahçeden içeri soytarı: Bahçeyi bürümüştü sessizlik; Buyurdu ruhuna yüksel yukarı Ve onun pencere eşiğine çık. Bağrışmaya başlarken baykuşlar Doğru…
Benim olsaydılar altın ve gümüş ışığın İşlemesiyle nakışlı göğün örtüleri, Gece ve aydınlığın ve alaca ışığın Mavi renkli ve solgun…
Saçın solduğu, için uyku dolduğunda geçen yaşla, Ve ocak başında daldığın vakit bu kitaba bak, Yavaşça oku ve eskiden sahip…
Söğüt Bahçeleri’nden aşağıda karşılaşmıştım aşkımla ben, Kar beyazı ufak ayaklarıyla geçiyordu Söğüt Bahçeleri’nden. Aşkı kolayından al dedi bana, yapraklar ağaçlarda…
Duayla ve rahatlıkla dolu O küçük odadan bana ne; Beni sıkıntıya davet etti o, Göğsüm yatıyor göğsünün üzerinde.Bana ne annemin…
I Yaşlılara göre değil bu ülke. Gençlik Kollarında biri birinin, şarkılarında Ağaçlardaki kuşlar (şu yok olan kuşak) Somon çağlayanı, uskumru…
Kimbilir kaç kişi senin zarif hallerini sevdi Kaç kişi güzelliğini sevdi Belki gerçek aşkla; belki değilAma bir tek kişi seni…