Bunları da Okuyun
Browsing: William Shakespeare şiirleri
O gün gelsin, hazırım; ergeç gelirse o gün Kusurlarıma bakıp kaşını çatacaksın, Aşkının değerine ters düşecek gördüğün, Bu uyuşmaz hesabı…
Nasıl da özenmiştim yola çıkmadan önce: Değersiz her malımı mahzene kapatarak, Tam bıraktığım gibi bulmak için dönünce, En güvenli yerlerde,…
Anlaşıp birleştiler benim gözümle gönlüm. Karşılıklı iyilik yaparlar, gerek varsa: Bir bakışa acıkıp azap çekerse gözüm Ya da seven kalbimi…
Savaşır gözlerimle gönlüm öldüresiye Senin güzelliğinin ganimeti yüzünden: Gözüm kovar gönlümü seni görmesin diye, Gönlüm ister gözüme pay vermemek yüzünden.…
Düşünceye dönüşse benim etim kemiğim Yolum kurban gidemez hoyrat mesafelere; Ben, tüm uzaklıkları aşıp erişeceğim Sınırsız ötelerden, senin olduğun yere.…
Öbür ikisi hafif hava, paklayan ateş, Ben nerdeysem onlar da hep seninle beraber: Birisi düşünceme, öteki arzuma eş; Bir,vardır bir…
Apaçık görüyorum gözlerimi yumunca. Bütün gün gördüklerim taşımaz hiçbir değer, Ama düşlerde sen varsın uyku boyunca; Göz karanlıkta ışır, karanlıkları…
O kadın senin oldu: derdim değil yalnız bu; Onu eşsiz bir aşkla seviyordum, doğrudur; Ama, sen onun oldun, yas’a boğdun…
Ben kalbinden uzakken, fırsat kaçırmayarak Yaptığın şu sefahat, şu çapkınlıklar var ya: Hepsi de güzelliğin, gençliğin için bir hak, Çünkü…
Dinen dalgalar gibi kayalık kıyılarda Sonlarına koşuşur ömrümüzün ânları Hızla yuvarlanırlar çırpınarak ardarda Tutmak istercesine öne atılanları Doğan varlık aydınlık…
Hepsini al, sevgilim, ne sevgi varsa bende, Çoktan senin olmayan ve sevgi sağlarsın ki? Gerçek der misin ona eline geçirsen…
Yeni hiçbir şey yoksa, yalnız eskiler varsa Demek ki beynimize oynanan bir oyun var, Yaşamış bir çocuğu doğurmağa kalkarsa Yaratma…
Tanrı beni ilk başta sana kul yaptı, sonra Keyfine el koymamı yasak etti Ya da özlem duymamı hesaplı zamanlara: Kölenim…
Tatlı sevgi, gücünü tazele de iştahın Körlendi demesinler bıçak çekmeden önce; Öyle ya, bugün doyup yatışsa bile yarın Bulur eski…
Ne yaldızlı hükümdar anıtları, ne mermer Ömür süremez benim güçlü şiirim kadar; Seni pasaklı Zaman pis bir mezara gömer. Ama…
Ah, güzellik nasıl da doğruluğun kattığı Cânım süslerle kat kat güzelliğe bürünür! Gül, alımlıdır ama, bağrında yaşattığı Tatlı kokuyla bize…
Sen neden yapılmışsın, varlığının özü ne? Sayısız garip gölge, el pençe divan sana. Herkes tek bir kez yansır, herkeste tek…
O günkü insafsızlığın şimdi yakınlaştırıyor beni sana; O zamanlar nasıl acı çektiğim aklıma geliyor da şimdi, Korkuyorum ezilmekten, kendi yaptığımın…
Yorgun argın, alırım yatağımda soluğu: Yatak, yol yorgununa en hoş dinlenme yeri, Ama bu sefer başlar aklımın yolculuğu, Kafam çırpınır…
Sevgimin sultanı, ben kul oldum işte sana, Erdemin güçlendirdi benim görev duygumu; Gönderdiğim bu yazı, elçilik yapsın bana, Bir zekâ…