Bunları da Okuyun

    Böcek Şiiri – Ahmet Telli

    28 Aralık 2021

    Kıt’alar-rubâiler 25 Şiiri – Aziz Mahmud Hüdayi

    29 Aralık 2021

    Âgâz-ı Gazeliyyât 155 Şiiri – Agah

    29 Aralık 2021

    Çocukluk Parkı 1 Şiiri – Betül Tarıman

    29 Aralık 2021

    Saklı Koro Şiiri – Gültekin Emre

    29 Aralık 2021

    Günaydınım Şiiri – Feyzi Halıcı

    29 Aralık 2021

    Sevgili Hayalet Şiiri – Cahit Koytak

    29 Aralık 2021

    Ararlar Beni Şiiri – Mahzuni Şerif

    29 Aralık 2021

    Mart İçin Hoyrat Şiiri – Onat Kutlar

    29 Aralık 2021

    Ecel Mihriban Olur Şiiri – Nef’i

    29 Aralık 2021
    Facebook Twitter Instagram
    Facebook Twitter Instagram
    Şiirhane
    • Anasayfa
    • Dönemler
      • Cumhuriyet Dönemi
      • Yedi Meşaleciler
      • Fecr-i Ati Topluluğu
      • Garipçiler (1. Yeni)
      • Halk Edebiyatı
      • İkinci Yeniciler
      • Milli Edebiyat
      • Öz (Saf) Şiir Dönemi
      • Tanzimat Edebiyatı (1. Dönem)
      • Tanzimat Edebiyatı (2. Dönem)
      • Tekke ve Tasavvuf Edebiyatı
      • Toplumcu Gerçekçi Şiir Dönemi
      • Servet-i Fünun Edebiyatı
    • Yabancı Şairler
    • Rastgele Şiir
    • İletişim
    Şiirhane
    Anasayfa»Yabancı Şairler»Edgar Allan Poe»The Bells Şiiri – Edgar Allan Poe

    The Bells Şiiri – Edgar Allan Poe

    Edgar Allan Poe- Edgar Allan Poe
    Telegram VKontakte Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email WhatsApp
    Paylaşın
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    ÇANLAR / THE BELLS / Çeviren Dr. Osman TUĞLU

    I

    Kızakların işitin çanlarını-
    Gümüşten çanlarını!
    Ezgileri haber veriyor dünyasından eğlencenin!
    Çıngır çıngır çıngırdıyorlar nasıl da
    Buz gibi havasında gecenin!
    Göklere serpilmiş yıldızlar,
    Kristal hazlar,
    sevinçlerle parıldar, göz kırparlarken adeta,
    bir tür Runik uyak
    içinde vakti, vakti, vakti saklayarak,
    çanlar, çanlar,
    çanlar, çanlar ve çanlardan,
    çıngırtılarından, şıngırtılarından çanların,
    öylesine uyumlu fışkırıp dökülen çınlama tınlamalara.

    II

    Tatlı düğün çanlarını duyun,
    Altın çanları!
    Armonileri ılık gece boyunca nasıl da mutlu
    bir dünyadan haber ediyor!
    Çınlıyor sevinçleri nasıl da!
    O zevklenirken, o ayda
    Dinleyen kumruya
    Tamamıyla akortlu,
    Erimiş altın notalardan
    Nasıl da küçük akışkan
    bir şarkı akıp gidiyor.

    Oh, ses veren ufacık odalardan dışarı
    Nasıl da ahengli bir ses fışkırması gürce dökülür taşar!
    Nasıl da kabarır şişer!
    Nasıl da yerleşir
    Geleceğe! nasıl da söz açar
    Salınan ve çalınan
    Çanlara, çanlara, çanlara,
    Çanlara, çanlara, çanlara, çanlara,
    Çanlara, çanlara, çanlara,
    Uyağına ve uyumuna çanların
    Sevk eden kendinden geçişten!

    III

    Yüksek alarm çanlarını işitin-
    Pirinçten çanları!
    Çalkantıları şimdi ne kadar da korkunç bir öykü anlatıyorlar!
    İrkilmiş kulağına gecenin
    Nasıl da acı acı bağırıp korkularını boşaltıyorlar!
    Korkuları konuşturmuyor onları,
    Yaygaralı bir yalvarma ile insafına ateşin,
    Sağır ve çılgın ateşten delice bir rica ile,
    Daha yükseğe, daha, daha yükseğe sıçrayarak,
    Umutsuz bir istek
    Ve azimli bir çaba ile,
    Hiç bir zaman değilse şimdi -şimdi,
    Rengi solmuş ayın yanına oturmak için
    Çığlık çığlığa uyumsuzca
    Haykırabiliyorlar yalnızca.
    Ah, çanlar, çanlar, çanlar!
    Korkularıyla nasıl da onlar,
    Bir umutsuzluk masalı anlatırlar!
    Nasıl da çalar, çarpışır, gümbürderler!
    Çarpıntılı göğün göğsüne
    Korkuyu nasıl da döker akıtırlar!
    Ama yine de kulak bilir tamamen,
    Çangırdayarak,
    Tangırdayarak,
    Nasıl geri çekildiğini tehlikenin ve yükselip taştığını,
    Kulak apaçık anlar buna rağmen,
    Hır gürleşerek,
    Dalaşarak
    Nasıl indiğini tehlikenin ve kabarıp coştuğunu,
    İniş ve yükselişlerle çanların,
    Çanların, çanların, çanların,
    Çanların,
    Çanların öfkesindeki,
    Çanların, çanların,
    Çanların,
    Çanların çalmasında ve çınlamasındaki.

    IV

    Dinleyin çalmalarını ağır ağır çanların-
    Demir çanların!
    Tekdüzelikleri düşünceleri nasıl da
    bir törensel dünyaya mecbur kılar!
    Sessizliğinde gecenin,
    Paslı gırtlaklarından
    Yükselen her ses
    Bir inilti olduğundan
    Ses tonlarının kasvetli tehditindeki
    Korkuyla nasıl da ürpeririz!
    Ve insanlar- ah, insanlar-
    Onlar ki yüksek kulenin ucunda otururlar,
    Yapayalnız,
    Ve o çanları ağır ağır çalan, çalan, çalan kimse
    Şu sarmalanmış monotonluğun içinde
    İnsan yüreğine bir taş yuvarlanmasından böyle
    Bir şan, bir ihtişam duyar,
    Onlar erkek de değildirler dişi de-
    Onlar insan da değidirler vahşi de-
    Gulyabanilerdir onlar:
    Ve o ki krallarıdır onların, çanları ağır ağır çalar,
    Çanlardan bir zafer şarkısını
    Gümbürdetir, gümbürdetir, gümbürdetir,
    Gümbürdetir!
    Ve onun neşeli göğsü
    Çanların zafer şarkısıyla dolar
    Ve o raks eder, ve o çığlık atar sevinçle;
    Çanların,
    Zafer şarkılarına çanların
    bir tür Runik uyak
    İçinde vakti, vakti, vakti saklayarak:
    Çanların, çanların, çanların,
    Zonklamalarına çanların,
    Hıçkırmalalarına çanların,
    Bir tür Runik uyak
    İçinde vakti, vakti, vakti saklayarak;
    Çaldıkça çanını o, matemin, matemin, matemin,
    Çanların, çanların, çanların,
    Çanların gürlemelerine
    Çanların, çanların, çanların,
    Çanların, çanların,
    Ağır ağır çalmalarına çanların,
    İnlemelerine ve inildemelerine çanların
    Mutlu bir Runik uyak
    İçinde vakti, vakti, vakti saklayarak.

    ULALUME
    Meraklısı İçin Asıl Metin

    —–
    THE BELLS
    by Edgar Allan Poe
    1849

    —–

    I
    Hear the sledges with the bells-
    Silver bells!
    What a world of merriment their melody foretells!
    How they tinkle, tinkle, tinkle,
    In the icy air of night!
    While the stars that oversprinkle
    All the heavens, seem to twinkle
    With a crystalline delight;
    Keeping time, time, time,
    In a sort of Runic rhyme,
    To the tintinnabulation that so musically wells
    From the bells, bells, bells, bells,
    Bells, bells, bells-
    From the jingling and the tinkling of the bells.

    II
    Hear the mellow wedding bells,
    Golden bells!
    What a world of happiness their harmony foretells!
    Through the balmy air of night
    How they ring out their delight!
    From the molten-golden notes,
    And an in tune,
    What a liquid ditty floats
    To the turtle-dove that listens, while she gloats
    On the moon!
    Oh, from out the sounding cells,
    What a gush of euphony voluminously wells!
    How it swells!
    How it dwells
    On the Future! how it tells
    Of the rapture that impels
    To the swinging and the ringing
    Of the bells, bells, bells,
    Of the bells, bells, bells,bells,
    Bells, bells, bells-
    To the rhyming and the chiming of the bells!

    III
    Hear the loud alarum bells-
    Brazen bells!
    What a tale of terror, now, their turbulency tells!
    In the startled ear of night
    How they scream out their affright!
    Too much horrified to speak,
    They can only shriek, shriek,
    Out of tune,
    In a clamorous appealing to the mercy of the fire,
    In a mad expostulation with the deaf and frantic fire,
    Leaping higher, higher, higher,
    With a desperate desire,
    And a resolute endeavor,
    Now–now to sit or never,
    By the side of the pale-faced moon.
    Oh, the bells, bells, bells!
    What a tale their terror tells
    Of Despair!
    How they clang, and clash, and roar!
    What a horror they outpour
    On the bosom of the palpitating air!
    Yet the ear it fully knows,
    By the twanging,
    And the clanging,
    How the danger ebbs and flows:
    Yet the ear distinctly tells,
    In the jangling,
    And the wrangling,
    How the danger sinks and swells,
    By the sinking or the swelling in the anger of the bells-
    Of the bells-
    Of the bells, bells, bells,bells,
    Bells, bells, bells-
    In the clamor and the clangor of the bells!

    IV
    Hear the tolling of the bells-
    Iron Bells!
    What a world of solemn thought their monody compels!
    In the silence of the night,
    How we shiver with affright
    At the melancholy menace of their tone!
    For every sound that floats
    From the rust within their throats
    Is a groan.
    And the people–ah, the people-
    They that dwell up in the steeple,
    All Alone
    And who, tolling, tolling, tolling,
    In that muffled monotone,
    Feel a glory in so rolling
    On the human heart a stone-
    They are neither man nor woman-
    They are neither brute nor human-
    They are Ghouls:
    And their king it is who tolls;
    And he rolls, rolls, rolls,
    Rolls
    A paean from the bells!
    And his merry bosom swells
    With the paean of the bells!
    And he dances, and he yells;
    Keeping time, time, time,
    In a sort of Runic rhyme,
    To the paean of the bells-
    Of the bells:
    Keeping time, time, time,
    In a sort of Runic rhyme,
    To the throbbing of the bells-
    Of the bells, bells, bells-
    To the sobbing of the bells;
    Keeping time, time, time,
    As he knells, knells, knells,
    In a happy Runic rhyme,
    To the rolling of the bells-
    Of the bells, bells, bells:
    To the tolling of the bells,
    Of the bells, bells, bells, bells-
    Bells, bells, bells-
    To the moaning and the groaning of the bells.

    THE END

    Edgar Allan Poe şiirleri The Bells Şiiri - Edgar Allan Poe The Bells Şiiri - Edgar Allan Poe şiiri
    Paylaşın Telegram VKontakte Facebook Twitter Tumblr WhatsApp

    Yazarın Diğer Şiirleri

    Rüya İçinde Rüya Şiiri – Edgar Allan Poe

    The Village Street Şiiri – Edgar Allan Poe

    Ve Sevdiğim Herşeyi Yalnız Sevdim Şiiri – Edgar Allan Poe

    Göl:…’ye Şiiri – Edgar Allan Poe

    The Raven Şiiri – Edgar Allan Poe

    Eldorado By Poe Şiiri – Edgar Allan Poe

    Bunları da Okuyun

    İspanyol Meyhanesi Şiiri – Ümit Yaşar Oğuzcan

    28 Aralık 2021

    Bilir Misin Şiiri – Ümit Yaşar Oğuzcan

    28 Aralık 2021

    Kadın Yontuları Şiiri – Ali Yüce

    29 Aralık 2021

    Vur Emri Şiiri – Abdurrahim Karakoç

    28 Aralık 2021
    Bizi Takip Edin
    • Facebook
    • Twitter
    • Instagram
    Çok Okunanlar
    Aziz Mahmud Hüdayi

    Dîvân-ı İlâhîyât 73 Şiiri – Aziz Mahmud Hüdayi

    Aziz Mahmud Hüdayi

    Ey Vâhid ü Ferd ü Samed Senden meded senden meded Ey Lem yekun küfven Ahad…

    Dinmeyen Şiiri – Alper Gencer

    29 Aralık 2021

    Gün Olur Şiiri – Orhan Veli Kanık

    29 Aralık 2021

    Hacı Bektaş Veli Şiiri – İlhan Berk

    29 Aralık 2021
    Hakkımızda
    Hakkımızda

    Şiirsiz kalmayın!

    İletişim: [email protected]

    Şiirler

    Leyla Şiiri – Ahmet Hamdi Tanpınar

    29 Aralık 2021

    Demli Şiir Şiiri – Alper Gencer

    29 Aralık 2021

    Gel Güzel Yola Gidelim Şiiri – Pir Sultan Abdal

    29 Aralık 2021
    Etiketler
    Abdurrahim Karakoç şiirleri Aziz Mahmud Hüdayi şiirleri Karacaoğlan şiirleri Ahmet Selçuk İlkan şiirleri Pir Sultan Abdal şiirleri Agah şiirleri Necip Fazıl Kısakürek şiirleri Ruhsati şiirleri
    Facebook Twitter Instagram
    • Anasayfa
    • İletişim
    © 2025 Şiirhane.
    Tüm hakları edebiyatın birbirinden kıymetli şairlerine aittir.

    Aradığınız şair veya şiirden birkaç kelime yazın.