Çağrılı gülücükle gelecek değildi ya,
İşte kasımpatılar, işte el titremesi;
Ve kalbimdeki dolup boşalmalar, depremler.
Uzaklarda sanılan yarım yüzyıl geldi ya:
Artık kolay olmuyor, ‘akşam olsnu’ demesi…
Duygu meleyen kuzum, kuzulamaya durmuş.
Gülüşünü sularla bir tuttuğu yaramaz,
‘Bir’ken, ‘iki’ olmanın yol ayrımında yorgun.
Ne bu tedirginliğim, gölge uzun mu vurmuş
Yollarına ömrümün; ellerim durduramaz.
Bu eller kaç günahın, kaç sevabın sahibi?
Kalem tutan, el tutan, ara sıra gül tutan;
Dikeni kanatsa da, ille gül, ille de gül.
Bir de üstüme yağan sevgiler, yağmur gibi:
Yaşamayı sevdiren, ben böyle avutan…