I
Yürümüştü o,, dediler bana, yıllar ve yüzyıllarca, elindeki takvime bakarak.
Ve şimdi, gözden geçiriyor, herkes orda mı değil mi.
25 Aralık’ta, o zamanlar, altı yüz yıl evvel, henüz ebeveynleri doğmamış askerler,icat edilmemiş silahlar ve keşfedilmemiş bir yerdeki büyük katliamla buluşacaktı.
Herkes buluşma yerine geldiğinde o ölü bulundu, ama hâlâ ılıktı vücudu.
II
Bir cenindim ben.
Annem, Monsieur de Riez’i düşünmeyi becerebildiği zamanlar beni uykudan uyandırırdı.
Aynı anda, kimi zaman uyanmış olurdu, dayak yiyen, içki içen ya da günah çıkaran analardan olma
başka ceninler.
Bir akşam, unutmuyorum, tam yetmiş cenin, hangi dilde bilmiyorum,göbekten göbeğe ve uzaktan uzağa sohbet ediyorduk.
Daha sonra, birbirimizi asla bulamadık.
III
Düşünce hızında ilerlemeyi deneyen bir sözdüm ben.
Düşüncenin arkadaşları yanımda yürüyordu.
Biri bile üzerime bahis açmayı istemedi,altı yüz bin kadardılar ve bana bakarken gülüyorlardı