Yaşamım ne anlam taşımıştı, bunca sevinç ve acının üzerinden geçip gitmesinin hikmeti neydi? Şimdiye kadar içimde hissettiğim, hala hissetmekte olduğum gerçek’e ve güzel’e karşı bu susamışlık nedendi? Ne diye o şuh ve dilber kadınlar uğruna inatla, gözyaşları akıtarak sevdalar ve acılar çekmiştim? Niçin bugün de başım hazin bir sevgi uğruna yine utanç ve gözyaşlarıyla eğilmişti? Madem yalnızlıklar içinde pek sevilmeden yaşayıp gitmek alnıma yazılmıştı, o işine akıl ermez tanrı, sevginin yakıp kavurucu özlemini ne diye yüreğime yerleştirmişti sanki? ‘