Leyl ü nehar yalvarırım mevlaya
Arayan derdine derman bulmalı
Yalancı dünyanın ömrü bitmeden
Daim ağlamadan bir de gülmeli
Asla vefası yok oğulun kızın
Nevbahar faslında çalgının sazın
Can alan yüzünü görmeden gözün
Tövbe edip günahların silmeli
Gülü toplamalı filiz dalından
El değmemiş buse almak halından
Daha koklanmamış taze gülünden
Toplayıp da doyasıya almalı
Bulduysa takdirin eğer ezeli
Dili şeker dudakları mezeli
Koynun içi cennet kaşlar gamzeli
Bir güzelin sinesine salmalı
Ela gözlü kaşlar nadan olunca
Tatlı dilli olup bazen gülünce
Aşkın her dertlere derman bulunca
Saçları sırmadan gülden olmalı
Takıp yar koluna bile gezmeli
Gerdanına inci mercan dizmeli
Yaslanınca yar kolunu ezmeli
Durulunca akan sular dolmalı
Verdi serin yar yolunda Ferhat’ın
Yad edince yar gelmeli bir adım
Almalıdır yar koynundan muradın
Doyasıya bir yastıkta kalmalı
Yaman derler zalim hali gurbetin
Usandırdı şirin canı mihnetin
Tatlı olur muhabbetin sohbetin
Yeter gurbet Noksan köye gelmeli