Bunları da Okuyun
Ahmet Haşim
Ahmet Haşim Şiirlerinin Yer Aldığı Kategoridir.
Mahmûr, muzî, mâ-ı, derin bir şeb-i nîsân Olmuştu nücûmiyle miyâh-î dile rîzân Dallardan uçan ıtr-ı bahâr-î mütefekkir Dökmüştü o solgun…
Ve ansızın suya etmekle mâh-ı dûr sukut Miyâh-ı rûhumu andırdı safha-yı tâlâb: O rûh içinde muzî bir garip nilüfer Bütün…
Yine kış, Yine şems-i mesâda, ah o bakış, Yine yollarda serseri dolaşan Aşiyansız tuyûr-ı pür-nâliş…Tehi kalan ovalar Sükût eder sanılır…
Bir gün Akşamın ölgün Duran o namütenahi ziya denizlerine Gark olan eşcar, Gark olan ovalar Oluyorken sükut ü hüzne makar…
Kadın nedir? .. O münevver menekşedir ki uçar, Samîm-i hüsn-ı bahârında hande-i âfaak, Çiçek nedir? .. O da bir aşk-ı…
Münfail bir sema-yı giryanın Zerdî-yi iğbirarı altında Münkeşif bir hazan-ı nâlânın Gird-bâdî-yi gam-nisârındaSoluvermiş, peride-reng-i bahar, Mesti-yi inkisar içinde nihan Bir…
Ey sen Ki şimdi şüpheli bir şekl-i pür-hayâl oldun Bu semâ-yı mesânın altında! Gecenin mevti ufku bağlamadan Susmadan her teneffüs-i…
Muzlim şeceristan arasında Esrar ile yekpare münevver Bir yoldur açılmış sana derdim.Ka’ri bu kitabın gecesinde Mehtabı seninçün yere serdim.
Şairdir şiiri anlatan Şairdir seni tanıyan Şairdir duyguları yaşayan Şairdir size bakan
Her akşam üstü ufuklarda bir selâm ararım Her akşam üstü uzak bir semâ-yi muzlimden. Sükût ü zulmet olan bir muhît-i…
Ağaçların seheri zirvesinde titreşiyor Tuyûr-ı fâniye-i âlem-i tahayyül ü hâb. Semâyı kaplayacak, şimdi, gâzeler gibi nûr Zavallılar kalacaklar esir-i ufk-ı…
Kenâr-ı âba dizilmiş, sükûn ile bekler Füsûn-ı mâha dalan pür-hayâl leylekler…Havâda bir gölü tanzir eder semâ bu gece Onun böcekleri…
Kalbim Benim bir ormandı, İsimsiz, asude, Bir büyük orman; Ve gölgelerinde revan Olan hafi suların aks-i şevk-i müttaridi Dağıtırken sükutu…
Yeşil sularda, büyük inciden çiçekler açar Gümüş böcekler okur aba bir neşide-i hab, Durur sevahilin üstünde, biheves, bitab, Güneş ziyasını…
Nasıl istersen öyle dinle, bakın, Dalların zirvesindeyiz ancak, Yarı yoldan ziyade yerden uzak. Yarı yoldan ziyade maha yakın.
Dönsek mi bu aşkın şafağından, Gitsek mi ekaalîm-i leyâle? Bizden daha evvel erişenler, Ağlar bugün, evvelki hayale…Dönmek mi? Ne mümkün…
Şu bakır zirvelerin ardından Bir süvari geliyor kan rengi. Başlıyor şimdi malül akşamda Son ışıklarla bulutlar cengi.Bir bakır tasta alev…
Akşam Yine Toplandı DerindeCanan gülüyor eski yerinde Canan ki gündüzleri gelmez Akşam görünür havuz üzerinde, Mehtab kemer taze belinde Üstünde…
Bir Acem bahçesi, bir seccâde, Dolduran havzı ateşten bâde… Ne kadar gamlı bu akşam vakti… Bakışın benzemiyor mu’tade.Gök yeşil, yer…
Bir gamlı hazânın seherinde, Isrâra ne hâcet yine bülbül? Bil, kalbimizin bahçelerinde, Cân verdi senin söylediğin gül.Savrulmada gül şimdi havada,…