Bunları da Okuyun
Browsing: Adnan Yücel
ey herşey bitti diyenler korkunun sofrasında yılgınlık yiyenler. ne………………..
Kırdın Kalbimi Cankörüğüm Ne zaman yağmur yağsa Bir buluşma yeri olurdun İstanbul’da rüzgâr soluklara Mavisi yasaklanmış deniz Kızıl tufanı yaratmadan…
Renklerin sesi nasıl duyulur dost Yaşama denk düşmezse eğer Notaların gülüşü nasıl duyulur Dağlara çıkılmadıkça Rüzgârın savruluşu sorulur mu hiç…
Yalnızlığın üstüne incecik bir beyazlık Örtüsü örttü karlar, Şimdi kar tanelerini kocaman rüzgarlarda Eğiriyor kemanlar.Aramasan da olur, bozuldu büyü,
Hep açlığında büyür yaşamın Hep korkulusunda dolanır Gezer durur elden ele Şiirsiz sancılar kıvranır Zavallı tutsak yürekBugün onla………………..
Daha takılmadan bu telörgülere Biz ki Çocuğumuz dedik alınterine Okşadık alınterinin yanaklarınıNasıl sevdik karayı bembeyaz Sarıyı kıpkızıl Pembe-beyaz dallarcasına Tohum…
Ne zaman yağmur yağsa Bir buluşma yeri olurdun İstanbul’da rüzgâr soluklara Mavisi yasaklanmış deniz Kızıl tufanı yaratmadan daha Ne zaman…
Narın morlaştığı yerdeyiz yine Aynı kutsal mavinin yüreğindeyiz Sevdanın zor kaçaklığına karşı Yeşeren bir dal Ve kırılan bir zincir sevincindeyizSen…
Kendini bir suyun akışında Ve suları kendi bakışlarında Bulabilenler bilir bu türküyü. Sen ki anlarsın Bir türkü uğruna Çileler çekerdin…
Gün batarken ayrılırsak eğer Gizlice bakışlarını doldur koynuma Güneşsiz ayrılamamAz sonra Suyu kesilecek insan ırmağının Yeminim var şafaklar adına Yorgun…
Yine çığ basmış bütün yolları Yolu yok haber sormanın Selam iletmenin dostlara Hep kavgayla sürecek gibi yaşam Korkarım ki Aşka…
Sen yürürsün rüzgar yürür Sabahlar sığmaz olur gözlerine Her adımda çözülür bir karanlık Şafaklar çiçek sunar ellerine Gün tutuşur Dağlar…
Acılı yağmurlarla düşmüşüm yere Tatlı su göllerine akamıyorum Yüzüm yüreğim deprem dalgası Bu gül kıyımlarına bakamıyorum Her sevi bir türküdür…
Neyi yaşıyoruz şu anda Nelerle sığmıyoruz dünyaya Aşktan Öfkeye geçiriyoruz birdenbire Sevinçten üzüntülere Durgunluktan coşkulara koşuyoruz C………………..
Hangi günün gecesidir / yazı kışta kılan bilir Gün içinde görünmeden / günü suya salan bilir Dağlar düze iner birden…
Onurun çırpındığı bütün göğüslerde Azgın lokomotifler gibi her nefes Bir ses dolaşıyor yürekten yüreğe Bir………………..
Geceler midir tükenip giden Aylar mı yoksa ay ışığında ………………..
Bir saz kadar mutlu Ve hüzünlü başlıyoruz bütün günlere Ve b………………..
bunca yil cigliklar kosturulmus bu yolda deli taylar gibi ter icinde cigliklar savrulan bir yanlisa vurulmak icin mi yoksa daglari…
Hani saz çalınırdı ölüm Türküler söylenirdi kan Sen gideli kaç mevsim Kaç yıl geçti aradan Şimdi rakı sofrasında Evvel zaman…