Bunları da Okuyun
Ahmet Ada
Gelincikleri soruyordun ya erken saatlerde Sokağın ucundan baktım yoktu ovada Yelkovan kuşları vardı denize doğru uçan Mekanik çığlıklardan haberli, minarelerden…
Isınan toprak, göğün ormanı, ormanın kışları, yıldızlar ve ay, gümüş pullu balıklar, hepsi ama hepsi yan sokakta oturan, kırık kaldırım…
gece uzun sürüyor Berfo Ana kapıyı açık tut, yüreğini derelerin fısıltılarına aç bugün tasanda değişen bir şey yok“ey oğul, gücün…
Burda mayalanan aşkın yedeğinde Gün vurdu mu yüzünü sulara Bir haber beklerim sevinçli Ulaşan mermere, taşa, içerdeki dosta Usulcacık bir…
Bir park kanepesinde oturuyorum deniz kıyısındaki, burnumda tütüyor günyenisi küçük kız, bir çocuk kadar suçsuzum onu sevmekle, bunun için ilgileniyorum…
Her şey bir başlangıçtı başaklar bile Kırlar dağlar deniz kenarları Denize inen sokakların kuşları. Durup baktım yapraklar başlangıçtı Sonra evler…
Gitsem, gitsem, dargın ayrıldığım; Sevgilime bir mendil kiraz götürsem;Mutluluğun nice rengini, Yitiripte aradığım; Gençlik günlerimi……..
Sen ey engin gönüllü düşsever Sıfatsız derviş Dolaştın içinde hep özveriyle Doğu’yu, Batı’yı, sokakları Sokaklar ki leylak kokardı Şuraya koymuştun…
Denize çıkan sokak soğuktur üşürsün Ey ince gömlekli Akdenizli çocuk Yaz geride kaldı yetişirsin sonbahara Bütün ömrün yok olan mavi…
yanımdaki masada üç genç kız üç güzel kız sarı saçları bir beyzbol kepinin altındaydı uzak bir şehre eğimliydi gözleri cep…
Her şey bir başlangıçtı başaklar bile Kırlar dağlar deniz kenarları Denize inen sokakların kuşları. Durup baktım yapraklar başlangıçtı Sonra evler…
Ablam çiçekli basma giyerdi. Gurbet ustasıydı, Sıla mı,hüzün saatlerimi? Eylülün ilk haftasıydı.Saçlarını tarasa akıp giderdi onlarca keder. Darılsa bana kumral…
İşte yine sığmıyorsun hiçbir kitaba Sen ey uçurumdan çekilen şiir Hangi sürgünden dönüyorsun kimbilir Bir elinde üçüncü mevki tren bileti…
Senin bu küsümser yüz Bir ağlar bir gülersinSeninle ayakta duruyor Hercai sözcüğü. Seninle biçim – bozuma Uğruyor Türkçe. Günübirlik değerleri…
Giydim ben de yalnızlık hırkasını Dilimde eski hüzzamlar Kulağımda ipek sesi unutulmuş hatmi çiçeğinin Kar mavisi kirpiklerinin sesi Bir güvercin…
Öpüşün karanfil kokardı aşkı bulurdum Işık hızını geçen bir uçakta aşkı Bulutlar tükenir kuşlar görünmezdi Yitip giderdi altımızda nice denizsiz…