Bunları da Okuyun
Arif Ay
Saçların hangi ülkenin ırmaklarında ıslanı………………..
Soluk soluğa bir tren geçer Bırakıp gider aşkımı Taşır seni yağmurun -hüznün Taşlaş………………..
Karıncaların diliyle geldim Bir dağ anlatısıydı sunduğum Cüssemi hesaba katmadan Yoruldu şimşir dualar şimdi Güneşten süzdüğüm bahtım Kör karanlıkta yoğrulduAşkın…
her şey bu kadar bu kadar bütün anılar yollar gibi uzun yolcu gibi gece gündüz yalnızlık bu kadar bu kadar…
“…ve her şey bir kader iledir.” ey atını uçurumlara süren çocuk terkisinde taşıdığın rüzgarla acının ağacından “toy bir yaprak” düşürdünölüm…
sen geçerken gülün serinliği düştü her yere su kuş olup kanat çırptı saçlarına takıp geceyi gece kırgındır her zaman dokudukça…
sana anlatacaklarım var otur bir bardak su biraz zeytin gözlerin/tüm sevincin önce sofrayı kurbak/gördün ………………..
toprak değişti şimdi devindi toprak kandan ve gelinlik yeşiliyle ellerim toprakta dururateşe………………..
denize bir şeyler diyor adam çiviler çakarak denize gözlerinden denize bir şeyler diyor adam………………..
mahcup bir cellat gizli bende her gün yağlar durur ipini vakti yok infazların kendi infazda vakitlerin hızarlara gelemem gayrı hızarlara…
IDal kırık bahçe talan sularda yüzün hangi âh, hangi melâl yok şimdi hayal sabahları boyayan kuşlar mıydı sonsuz suskunluktan gayrı…
Akşam kişneyen bir at istanbulda Baktıkça sarayburnundan Okşar yelesini tunusun yeli Açılır marmara bir mavi zambak Bir dağ yansıması cezayirden…
Yollara düşen kar erir Saçlara düşen kalır Aşk yakar yakar küllenir de Yıllar yılı rüzgâra savrulmak kalırÂh’lar berhava vâh’a döndü………………..
yağmur bir göçtür kollara kelepçe vuruluncakapıda beklenmedik zil sesi başlarında zulmün simgesisüzülürler başlar talan
III bakışından yakaladım seni duruşundan su gibi akışından sesinin ağaçlar kuşlar cümle bulutlar geçti hüznünden yakaladım senisaçlarımda eski zaman karıncaları…