Bunları da Okuyun
Cumhuriyet Dönemi
İstersen hiç başlamasın Bu hikaye eksik kalsın Onca yaraların ardından Yeni bir aşk yaratamazsın Örselenmiş bir çocukluk İşte benim bütün…
gün boyunca damladı güneşin altın saçlarından doyumsuz bir ezgi kavakların uzunluğuna gün boyunca terledi yapraklar hışırdadı dallar boynuma başları dönerek…
Gittin Ayrılırken buz tutmuş bıyıktı gözlerin Kaçamak ellerimiz komutsuz sallandı Dudaklarımızda sıradan sözcükler Vedalaşmayı bile beceremedik Son bir bakış kaldı…
Çürümüş saatleri yaşıyorum Epey bi ömür geçirdim Ve Sana yüreğim ortasına basarak gelmek isterdim Keskin bir bıçak yarası Acıtıyor akşam…
Pinarindan ozgurlugun al bir yudum, cek bir soluk ruzgarindan sevdamizin seni benden ne bu kapi, ne bu duvar ayiracak, seni…
Ölüme düştü akşam tülbentten süzdüler bataklığı öksüz bir arı kuşu kaldı. Dalgaya düştü deniz unutup tuza döndü koynundaki balığı Maviye…
Sokul yanima, cigliklar dolarken kentin sokaklarina yirmidört ayar yankilar düser daglardan. Üsürüm kar giyinmis agaçlar gibi simsiki tut ellerimi ki,…
Ben bir kayısı ağacıyım Kırşehir’in Dinekbağı’ndan. Küçücük bir ev önünde yaşarım yapyanlız. Yılda bir çiçek açar, yılda bir kayısı veririm,…
Kaçamak bakışlarımız dokunurdu birbirine suçlu suçlu yürürdük gülmeyi konduramadan dudaklarımıza acılarla delik deşik bir olgunluk izlerdi gölgelerimizi yağmur ıslatırken kaçak…
Üflerim Şiirin tüm gizini kulaklarına Havalanır birden aklın Akşamlar akar dudaklarına Oturursun ortasına akıntının Tut ki bir aşklığına çıldırdın. Sokul…
Birazdan ılık, tatlı uykular sarar bakarsın, bakarsın sırtıma bir sıcaklık gelir, birdenbire bakarsın, karanlıklar ortas›nda başlar tutuşmaya benim anadan doğma…
Hep merak ederim Nasıl sevişir kardelen çiçeğiyle kar Ve kar damara nasıl akar, Uzatıp başını ak yorgandan Nasıl sessizce ortaya…
Tüm umut yollarını kapayan aşk da bir isyandır. Nerede kimbilir o fırtına, beni yüzyıllara savuran yüzü yırtık kan. İşlediğim zamansız…
Yalnızlığımı büyütür kalabalık Gökdelen’in gölgesine siner Karanfıl Sokak kalınlaşır yoksul kadın çocuklarıyla çöplerin üzerine konar gözleri cam kırıkları sevgilim gelir…
Sevgilim kimsesizliğiyle övünmesin ellerim efkar dağıtalım bu akşam kabuklu meyvalar al içkimize arkadaş olsunlar şu cırlak satıcıdan içimde titreşen suları…
Ay ışığı kutsal sevgilim Fısıltıların yumuşak toprakta Ayak izlerime doluyor Sen de terkedip gitme Sularla oynaşmaya Doğur beni ışığınla Lekeli…
birgün başımızda sevda rüzgarları eserse deli deli yıldırımlar düşerse yüreğimize hızlanır kan dolaşımı babil’in asma bahçeleri değildir artık dünyanın bilmem…
Birgün başımızda sevda rüzgarları eserse deli deli yıldırımlar düşerse yüreğimize “al bir yudum pınarından özgürlüğün, rüzgarından sevdamızın çek bir soluk”…
-Özgürlük için- Tutsagin olmazsam senin bu gece de tüm geceler gibi kiyisiz okyanislara düserim dalgasiz denizlere. tutsagin olmazsam senin kanayan…
Korkuyorum şiirin göğüslerini emerken.Mavisi silindi gökyüzünün ırmağın ötesinde hızlı adımlarla el sallayamadım dudaklarına seni bıraktığım kente kızıyorum şimdi ay ışığında…