Garipçiler (Birinci Yeni)

Sen benim penceremde olmasan. Geçmesen önümdeki sokaktan………………..

Ucaklar gelecekmis Korkum yok benim

Bir virgül dilimin ucunda, Ezik ve kekremsi, Her bütüne meydan okuyan………………..

Kapışıyorlardı yaz gök güneş ne varsa, içimize sıcakla gireni durgun………………..

Tayyareler gelecekmiş Korkum yok benim.

Bir sen yürürsün sokakta, yürürken; Oturursun koltuğa, oturunca. Su, bir senin ba………………..

Yağmurlu günlerde neden sokağa bakar tıraşı uzamış ihtiyarlar biri………………..

Boğazından lıkır lıkır gecen Su suyun kıymetini bil Nedir ki bu mavilik deme Pencereden görebildiğin kadar Göğün kıymetini bil Kıymetini…

Kitabın yanında defter Defterin yanın………………..

Kızlar vardır kıvırcık salat gibi Ağızları burunları kıvır kıvır Bacak bacak üstüne vapurlarda Rüzgâr eser oraları buraları görünür Baktıkça fık…

Sonra yağmurlar başladı, gitti cambazlar, Silindi çadırların yazısı ovadan. Portakal rengi oğlan, mavi memeli kız, N’oldu onlara! Nasıl da böyle…

Çıplak düşünüyorum vücudunu sıcak sessizliğinde saçlarınla örülü bir yıldızla iç içe bir gemi gibi madeninde özgürlüğünde kanatların saçlarına benzeyen………………..

Gözleri çukurda uzun yüzlü iki adam yan dönmüş denize geçmişi konuşuyorlar. bir kursun donukluğu havada uza………………..

Sur dibinde tek göz hanede odun kö………………..

Asmış, körpe ve kolay, birdenbire, Çocukluğun bir karış duvarından, Tomurcuklu bir badem dalı sanki

Ölü bir kente sürülmüş, tutuk Sinsi bir sokakta tek başına Sorumsuz bir denizde gü………………..

Seni göremem bir daha sana dokunam………………..

Salaş köprüsünde gençliğinin mavi damarlı memelerini buluyor elleri soyunuyor, ev boş, boy aynasına karşı yan, öyle bir eğmeç iniyor ki…

bütün bayraklarımı çektim gönderlere, kanımın sıcak rengine boyadım kenti. taşlar döşedim öfkelere giden yola, elimin tersiyle düzledim kuleleri. sevgiyi dörde…

Sarı kızla yorgan döşek Camın ağzında sabaha karşı Sarı kızın kolu bacağı Sarı kızın memeleri Sarı kızın ………………..