Bunları da Okuyun
Halk Edebiyatı
Yürü bire Döne’nin de güzeli Sen güzelsin sana değmeli değil Ak elleri boğum boğum kınalı Neyneyim gözlerin sürmeli değilHarami olmuş…
Yüce dağlarından aştım Yar senin aşkına düştüm Kız göğsünde düğme seçtim Turunçların gördüm bu günDağıtmışsın kuşlarını Bağışladım suçlarını El değmedik…
Vaktin geçmiş farımışsın sevdiğim Hubluğunda benim idin bir zaman Gece gündüz ben derdinden ölürken Can içinde canım idin bir zamanAlnında…
Bitti m’ola Şam ilinin hurması Gitti m’ola ala gözün sürmesi Bağdat’ın Basra’nın telli turnası Turna yardan haber geldi eylenmeAşına da…
Yeşil başlı gövel ördek Uçar gider göle karşı Eğricesin tel tel etmiş Döker gider, yâre karşıTelli turnam sökün gelir İnci…
Seher yelinin estiği Esip bağrımı kesdiği Ala gözlümün basdığı Yollar ben olsam ben olsamDolan deli gönül dolan Akan sular gibi…
Şu dünyaya gelen adem oğlanı Allah Allah deyip ölse gerektirir Çıkardılar cenazemi yumağa İmam namazımı kılsa gerektirİletip kodular beni sinime…
Sultan Süleyman’a kalmayan dünya Bu dağlar yerinden ayrılır birgün Nice bin senedir çürüyen canlar Hakkın emri ile dirilir birgünNe güzel…
Kalk gidelim Balkaman’dan yukarı Oturup durana devlet yaramaz Yiğidin bir başı gezginci gerek Yiğit gezmeyince adam olamazYiğidin bir başı fıraklı…
Nuh’un gemisine bühtan edenler Yelken açıp yel kadrini ne bilir Ol Süleyman kuş dilini bilirdi Her Süleyman dil kadrini ne…
Evvel bahar yaz ayları doğunca Akar boz bulanık neden dereler Sen de bencileyin yardan mı oldun Göz göz oldu sinemdeki…
Geyin hey sevdiğim kuşağın kuşan Del’olur hey yavru peşine düşen Dilber benim deyi sarıp sarmaşan Elini tutacak elim kalmamışBakın hey…
Ben güzele güzel demem Güzel benim olmayınca Muhannetin kahrın çekmem Gel deyip de gelmeyinceGelirim amma döğerler Bizi bu ilden kovarlar…
Benden selam eyle sevgili yare Perişan hatırın sor seher yeli Bildir ahvalimi dostuma benim Sevdiğim ne söyler sor seher yeliSen…
Behey kırlangıç nereden gelirsin Hanı şimdi nettin Hind-ü Yemen’i Ötme garip bülbül ben de garibim Sen de bilir misin ahır…
Çıktım yücesine seyran ederken Ötüşür bülbüller gel deyi deyi Sıdk ile baktım da dostun yüzüne El eder sevdiğim gel deyi…
Arap at üstünde kaldı postumuz Ikrardan döndü mü ola dostumuz Yarın bir gün kara toprak üstümüz Çürüdür hey Benli Suna’m…
Arab atım koşar koşar Seni seven binler yaşar Gün vurdukça şavkın düşer Açıldıkça döşün gelinKaşın kara gözün kara Benlerin var…
Başı pare pare dumanlı dağlar Bağlama yolumu atım eşkindir Söylemem o yare dokunur bana Yüksek pare pare gönlüm coşkundurGetirin atımı…
Ala gözlü benli dilber Düşüp sevdana yanayım Zülfüne bir dokunayım Garbtan eser yel et beniSakla beni bucağında Can vereyim kucağında…