Bunları da Okuyun
Browsing: Yedi Meşaleciler
Altın rengi gözleri yanan bir semaverdi Ilık bir çay kokusu akardı saçlarından. Yanmanın lezzetini onda hissettiğim bir an Ve yazın…
En güzel rüyaları andıran enginlere En güzel ümitlerle açılmak istiyorum. Gözlerinin içinde, bilmediğim bir yere Günlerce gitmek gitmek ve dönmemek…diyorum.Fakat…
Aşkını gözlerinle, dün, kalbime işledin, Bir sanatkâr, eliyle, oyar gibi mermeri. Rüzgâr yüzü görmeyen ufkumda genişledin Bir fırtına halinde koptuğun…
Ayırma gözlerini gözlerimden bu akşam, Böyle saatlerce bak, böyle asırlarca bak. Gözlerine yavaşça yavaşça doldu akşam, Göklerin ateşini kalbime boşaltarak…
Ha üç gün önce, ha beş gün sonra. Geldiğin gibi gidişin. Nereye gittiyse anan, baban, Peşinden kardeşin.Bir yaprak dökümüdür dört…
Biz o kadar ağladık ki beraber, Gözyaşları doldurdu avucumu şimdilik. Şimdilik uzun uzun, bambaşka bir sessizlik Yavaşça alçalarak, yavaşça bizi…
Nişanlılık Hangi birini anayım, Buluştuğumuz kumluk, uzak iskele. Her yerde bir başkalık. İlk defa gelişimiz el ele.Sonra bir gün, kalabalık…
Bütün saadetler mümkündür.. Şu kapının açılması, İçeri girivermen, Bahar, kuşlar, gündüz. Ve bütün dünya
Ah işte duyuyorum mesut günler içinden, Sana “sevimli yüzün asla solmasın” diyen, Bütün adınla dolu o coşkun şarkıları… – Sen…
Sizleri görüyorum, bahçemizdeki çamlar, Bütün gün gölgesinde oynadığım dost badem. Derken dallardan, ılık………………..
Cahit Sıtkı Tarancı’ya-Susamis, analara, ogullara, kizlara kardesim, Su, Susamis vakte.Şimdi çıkıverecek karşıma arkad………………..
Tanrım, sonsuz dünyada ben âcım ve ufağım, Kulların arasinda Tanrım ben bir koyunum. İki tuğla halinde kenetlenmiş dudağım, Sonra geçtiğim…
Daha çok anlıyorum kıymetini Her akşam bu odada buluşmamızın. Farkında olmaksızın o kadar mesut, Dereden tepeden………………..
Ölüler, ölüler nerelerdesiniz? Ölüler, bir bilinmez yerdesiniz. Artık gündüzleriniz gece, Bütün günleriniz: dün. Artık her sözünüz sükût, Her işaretiniz gizli.…
Ne çok anlatacaklarınız var Birbirimize nişanlılar! Ben de bir zamanlar sizin kadar mesuttum, Ben de şu parkın sıralarında oturdum, Ümid…
-Yaşar Nabi’ye-Sabah… Ah şükrederek çıkmak geceden. Ayak bastığım kıyı, yeniden doğuş. Sabah, beliren evim, bahçeler ve sen, Henüz uyuyan dallar,…
Odamız kararırken indirdiğin perdeler, -Çarşının gittikçe artan gürültüsü- Gelip kenarına oturduğun minder, Genç kızken işlediğin masa ört………………..
İlk Yağmur Damlası Düştü Kuru Yapraklarına Güzün. Ardınd………………..
Bu rüzgar her vakit böyle esmeyecek. Gökte bulut, suda yelken, dalda çiçe………………..
Beni hatırladıkça, Arasıra gönlümü al. Sokakta görünce, gülümse………………..