Bunları da Okuyun
Halim Yazıcı
geçerken yavaşça savaşın treni aşkla yorumla benimızıkayla büyür ve kanla esmerleşirdi çünkü dünyanın teni.
yaşadığım halde bir balığın pulunda kuşkuyla bakar oldum denizin ruhunaihanetler karşısında şaşkın sakar oldum nasıl ölür babam, açar mı gözlerini…
yağan karın sesi en iyi nerde duyulur? nerde duyulursa ‘ölü kelebeklerin dansı’ en iyi orda duyulur.yağan karın sesi uyandırıyorsa kalbindeki…
‘demek istediğim sevgili anlamım sana bir türlü yakıştıramadığım/ dan mıdır nedir denizin bu gümbürtüsü üstüne devrilen güldür dil balıklarım… mırıldandıklarım’döner…
nereye baksam elimde bir çıplak toprak yıkılan cumbalı arnavut kaldırımları aşklarıdeli ahmet çıkmazındaki çivit kaşlı çocuk dik köşeli cümlelerim, bilya…
zakkumlar merhaba sarı zakkumlar, pembe zakkumlariyi zakkumlar, cici zakkumlar ay ışığında yalancı zakkumlarneden benziyorsunuz ay ışığında aşklarıma şimdi anladım sizi…
yağmur türküsü yağmur altında sırılsıklam söylenir.
ben bir ışıkkırıcıyım küçük öykülerim var cebimdederdim işim budur benim kanadı kırık hercai menekşekekik toplarım kır çiçekleriyle kağıt helva kar…
bir çocuğun dudaklarından seken kurşun hani parmak kadar bir çocuğun parmak kadar ömründen eksilen güngibiydi sevgim.
durakta na beklenir sence serçe kardeş patiska eteğini yıldızlara savuran sessende ne beklenir sence aşk kardeş rüzgârların getirdiği yıldız tenesi…
her gün yağmur yağmalı mümkünse lütfensımsıcak olmalı kırlangıçların sessizliği-kırlangıçların sessizliği sımsıcak değil midir zaten-papatya toplamalı patikalarında beyaz gözlüklü tavşan kaç…
ne zaman aklıma bir aşk gelse aklım açar sessiz uçurumlarmor bulutlar geçer paletinden allahın uzak iklimindentaş plak, çivi iğne, ses…
ay doğarken şili üstüne arenada şarkılar söylenirsöyle romen kızı kaşın neden neden bakıyor öyle mahsunçıplak ayaklı bir kelebek midir ömrün…
evvel zaman içinde kalbur saman içinde bir varmış bir aşkmış tüketirken kendini insan kuş dönermiş teleğinden deve tellâl iken pire…
ağustos sıcağında ardıç ağacının dalında bi böcekel sallar, gül sallar, aşk sallar dudağında bir sarı klârnetel gül aşkağustos sıcağında tam…
mavi gözlerinde sardunyalar, düşler papatyalar, kağnılar, hanımelleriyanardağ kalbi, şarapnel parçası savaşlar, incelikler, göçlerbir aralık kapıdan gülümser anneannemin tül kalbi.
bir taşı kaldırırsan eğer ait olduğu topraktanbüyük bir yalnızlık düşer taşın ait olduğu boşluktanboşluktaki ayak izleri bu yüzden uyutmaz geceleritaşın…
yürüyorum kalbimde sarhoş balıklarbi telâş bi heyecan bende dışarda aşk meğerse.
bütün yağmurlar çocuktur bütün aşklar yağmur yüzlü çocuk
mintanı mavi desenli çocuk sislerini arala, gir koynuna düşlerimindokun tenine denizlerimin hanidir kanatları üşüyor sensizliğiminnasıl da büyüyor gözleri çocukluğumun işte…