Bunları da Okuyun
Halim Yazıcı
merhaba baba evimden yazıyorum sanabiraz mutlu muyum ne sanırım sanmıyorum yorgunum. karım geçen ayın yirmisinde saat onaltıotuzbeşte bir dolunay doğurdu…
ağlarını topluyorduk âmâ balıkçıların güllerle kalkar konardı yakamozlar yakamızadünya çok gençti birden zaman şok gibi geçtiartık gözleriyle konuşuyor ama balıkçılar.
dün bir düş gördüm düşüm elimde mürdüm eriğihâyâl aldım semender sattım kırmızı iki gün gördümkadınlarım kuş ölüleri yastık altında sesler…
ölür…bütün babalar ölür biraz ebemkuşağı yeşil zeytin gözlerinde hüzünincir ağacının altında yatan narin/ kaşlarının kıvrımı çandarlı körfezibin yıllık zeytin ağacının…
1. ellerin niye niye böyle yumuşacık gözlerin bana dağları hatırlatır gözyaşların kandamarları sanki halkın.2. ellerinin ucu bir mavi yolculuk yuntdağında…
nedense hep bende durdu akrepgeriye dönüp bakmadı ne ses tanesi patika gözlerine ne de kalan votka vişnesinetunç yaprağı çala kalem…
rüzgâr, böğürtlenlerin, kekik kokularının, deniz kestanelerinin bestelediği türküleri kulağınıza umulmadık zamanlarda fısıldıyorsatoprak, elinize aldığınız zaman pul pul balıkçı motorunun sesini…