Bunları da Okuyun
Yabancı Şairler
Halk rüzgârları taşıyor beni, halk rüzgârları götürüyor ekerek yüreğimi, yayarak sesimi dört bir yana.Öküzler, sopa görünce, alınlarını büzerler uysal mı…
Göründüğü gibidir dünya sergilenmiş beş duyumun ve seninkilerin önünde, benimkilerin kıyıları olan. Değil bizimkisi ötekilerin dünyası: Aynısı değil. Ben yatağıysam…
geldi üç yara ile: aşk yarası, ölüm yarası, hayat yarası.gelir üç yara ile: hayat yarası, aşk yarası, ölüm yarası.benim var…
Bir yaşantımız var şu yuvarlakta Adına yeryüzü dediğimiz Biz kaplamışız duvarlarını bin yönde Çizmiş karanlığı üzerine ellerimiz Düşmanlar yaratmışız kendi…
İşte hikâyemiz böyle dostlarım Şu parasız yapılan alışveriş İşte borç kartımız, çakıverin imzayı Yorgan daima kısa gelirmiş Bu uç, şu…
Ben halkım, kalabalıklar, yığınlar, ayaktakımı. Bilir misin, dünyanın bütün büyük işlerini benim yaptığımı? İşçiyim ben, mucidim, dünyanın yiyeceği dünyanın giyeceği…
Dünyanın Domuz Kasabı, Araç Yapımcısı, Buğday Yığıcısı, Demiryollarının Oyuncusu, Yük Taşıyıcısı Ulusun; Fırtınalı, dayanıklı, gürültülü şehri Geniş Omuzların:Bana senin kötü…
Şimdi onlar sevgili İnez Milholland’ın Güzel vücudu üzerinde Tuzlu gözyaşlarıyla ağlıyorlar, Çünkü o yaşarken memnundular,Çünkü o, açık kollarıyla, Herkesin malıydı,…
Kendimi öldürmeyi düşündüm, ben olup olacağım bir duvarcı, sen eczanesi olan bir adamı seven bir kadınsın diye. Alıştım, umurumda değil;…
Tepeler gibi yığın cesetleri Austerlitz ve Waterloo’daki, Kürekleyiverin onları ve ben işe başlayayım Ben çayırım, cümle âlemi örterimVe yığın, tepeler…
Şarkı söylüyorum sana Ölü bir çocuğun konuşmasıyla bir erkek olarak yumuşak; Kelepçeli bir adam olarak sert, Yakalanmış kıpırdayamaz oradan:Güneşin altında…
Başım yıldızlarla çarpışır Ayaklarım dağların doruklarındadır Evrensel yaşamın kıyılarında, Derin vadilerinde gezinir parmak uçlarım Derinlere, yaşamın asli özüne iskandil eder…
I Denir ki bir tanrı aramıştır Kapalı sular üstünde Yırtıcı kuşun istemesi gibi Uzak avınıVe yinelenen bir bağırışla, Ki boğuk,…
Ama sen, ama sen, çöl! İndir daha bir Karanlık örtülerini o senin. İşle şu yüreğe, ki durmasın Bir masalsı neden…
Ve Douve’sun işte sen şimdi son odasında yazın. Bir semender duvarda kaçıp gitmede. O güzel insan başı yaymada yaz ölümünü.…
Eğiliyor gün geçmişin ırmağına Yeniden ele geçirmeye çalışıyor Erken yitmiş silahları Mücevherlerini o derin çocuksu ölümünGöze alamıyor öğrenmeyi Gerçekten gün…
Görmüyoruz artık birbirimizi aynı ışıkta, Artık gözlerimiz aynı değil, aynı değil ellerimiz. Ağaç daha yakın ve kaynakların sesi daha canlı,…
Sen olan bu şatoya çöl diyeceğim, Bu sese gece,yüzüne yokluk, Ve sen bu kısır yeryüzüne düştüğünde Hiçlik diyeceğim seni taşıyan…
1 Ara sıra, derdin, tan sökerken Dolaşıp o kararmış yollarda, Taşın uyumuşluğunu paylaşırdım. Kördüm onun gibi tıpkı. İşte çıktı o…
İhtiyarlıyorduk, o bir dolu yaprak bense pınar, O az güneş bense derinlik, O ölüm bense yaşama bilgeliği.İstiyordum ki zaman alaycı…