Gel aşık bak şu mahlukun işine
Amel kazanmadan sevap istiyor
Umurun halinden bilmeyen kişi
Arifin ağzından cevap istiyor
Dört kapının marızlarını bilemez
Başı canı Hak yoluna koyamaz
Okuyup da elifbeyi diyemez
Hocaya varmadan kitap istiyor
Fehm etmez kelamı acıdır sözü
Ne bilsin şekeri şap sanar tuzu
Kulluk makamına ermeden sözü
Cenab-ı Mevla’dan hitap istiyor
Kaba sofu gibi meydanda çıkar
Yanaşman yanına nefesi kokar
Tilki gibi her deliğe baş sokar
Hemen camide hattab istiyor
Karac’oğlan der ki çoğaldı adu
Seyrettim cihanı kalmamış tadı
Kanaraya dönmüş kelp ilen kedi
Utanmadan dönmüş kebap istiyor