Bir garda tıpkı sağır ve dilsizler gibi
Acıklı bir dil konuşarak gürültünün koyulaştığı yerde
Garip hareketler yapıyor ayrı düşmüş sevgililer
Kışın ve silahların beyaz sessizliğinde
Ve gecelerin bakarasında oluşmaya geldiği vakit yeniden
Düş onun ateş parmakları bulutlarda kesişirse
Ne yazık ki demir kuşların üzerine olur
Bu tarlakuşu değil Ey yabanıl Romeo’lar
Ve bülbül de değil cehenneme dönen gökte
Ağaçlar insanlar duvarlar
Hava bej rengi bej ve bej
Anılar gibi duygulandılar
Karla kaplı bir dünyada
Geldiği an Fakat aşk da
Yine bulur arpejini
Hüzün dolu bir mektup ölesiye
Hüzün dolu bir mektup ölesiye
Kış birisinin yalnızlığına benzer
Kıştadır şarkı söyleyen kristaller
Donmuş şarabın anlamsızlaştığı yerde
Hüzünlü bir türkünün yavaşladığı yerde
Ve beni saran müzik
Çalar çalar çalar saatleri
Yelkovan döner ve gıcırdar zaman
Yelkovan döner gıcırdar zaman
Altın eşim kasımpatım benim
Mektubun niçin o kadar acı
Seviyorsam seni niçin mektubun
Açık denizde bir geminin batması gibi
Öylesine çığlıklar atar
Acı rüzgârların bastırdığı çığlıklar
Kendi uyaklarının titreyişiyle
Kendi suçlarının titreyişiyle
Sevgilim geriye kalan ne var
Sadece sözcükler bizim dudak boyamız
Sadece donmuş sözler bir ökseye takılan
Gün ki umutsuz şekilde doğar
Düş görür sürünür ölür doğar yeniden
Gesvres şatosunun hendeklerinde
Borunun benim için çaldığı yerde
Borunun senin için çaldığı yerde
Biricik hazinemizi yaratacağım bu sözcüklerden
Azizlerin önüne konan sevinç dolu buketler
Ve onları uzatacağım tatlım bu sümbülleri
Bu yörekent leylaklarının yavşanların mavisini
Ve kadife bademi dallarıyla satılan
Mayıs panayırlarında o beyaz çanlar gibi
Mügenin bizim toplamaya gitmeyeceğimiz taa
Taa ah çiçekli sözcükler gevşer orda
Çiçekler döker çiçeklerini esintisiyle rüzgârın
Ve kapanır gözler cezayir menekşeleri gibi
Yine de şarkılar söyleyeceğim senin için yankı verinceye kadar
Seni sonsuz sevecek olan yüreğimdeki kırmızı kan
Bu nakarat bir tralallam gibi gelebilir insana
Belki de bir gün söylediği sözcükler
Bu yıpranmış bu basit yüreğin işareti olacak
Şahane bir dünyanın bir tek sen bileceksin
Güneş parıldıyorsa ve titriyorsa sevda
Bunun nedeni sonbaharda bile inanmayarak ilkbahara
Ben başkalarınınkine benzemeyen bir tralallam söylemiş olacağım
Türkçesi: Gertrude Durusoy-Ahmet Necdet