Bozkır uzar gider göz aydınlığınızda
Bir ağaç bulursanız canla baş üstü
Ben toprağım, bozkırın anası
Ben toprağım, Anadolu’nun yorgun yüzüyüm
Gök ne verdiyse paylaştırdım size
Kırış kırış oldu her bir yönüm.
Av avlar keklik tutarlardı çağlar boyu
Kekliğin anavatanı benim
Benim kirazın kaysının toprağı
Kökün yaprağı tutanı benim.
Meşelikler uzar giderdi dört bir yönümde
Yeşil cıvıltılar örterdi üstümü
Kucak kucak açılırdım insanlarıma…
Sırtımda izleri var Eti kağnılarının
Frig’in Roma’nın ağır ayak gölgeleri
Kötülükleri bir yana
Savaşlarla kana buladılar beni
En sonunda onlar gitti ben kaldım…
Hergün bir yeşilim uçtu gökyüzüne
Çelme taktılar dört bir yönümden
Hiç üzerlerine varmadım
Canın sağ olsun, dedim hepsine.
Selçuk’u iyi tanırım
Toprağı bileyeceklerine kılıçlarını bilediler
Geldi Batı’dan Allah’ın belâsı
Haçlı seferleri, dediler
Olan bana, bana oldu
Gökekin gibi biçildim
Her yanım kara yazı.
Vur babam vur, sağıma soluma
Yeşil gafletlerinde ıslık
Sonra Osmanlı, sonra siz
Bakın dört bir yönünüze
Beni ne hale getirdiniz…
Yine de ben toprağım
Elleyin belleyin
Neyim kaldıysa sizin
Yeter ki birbirinizi sevin
-Boşluğa Takılan Ses-