KARIMA
Filizi bakışlı
Bir çift yeşil göze
Vuruldum da duruldum;
Tükenmez bir aşkla yoğuruldum,
Yaşantının her anında
Ve O’nun yanında,
Gerçek Sevgi’yi buldum.
(16. Temmuz. 1985)
İSTANBUL BULUTU
Ilık bir mayıs sabahı,
Rüzgâr mavi-mavi
Masmavi
Okşuyorsa pencereni;
Minik serçelerin
Cıvıltılı sesleri,
Doyasıya
Ruhunu dolduruyorsa,
Düşlerini uyandırıyorsa,
O güne yeni bir umutla
Ve coşkuyla başlayabilirsin;
Duyarak tüm güzellikleri
İçine sindirebilirsin…
Böylesine aşk şarkıları
Fısıldanan büyülü
Bir mevsimde,
Eski renkli anıları
Ve gelecek baharları
Hatırlamak varken;
Ölümü düşünmek niye?
Daha mutlu yarınları
Kovalmak güzelken;
Niçin yaşamamak gönlünce?
Bu kadar erken-erken
Uzun bir yolculuğu özlerken,
Uzaklaşmak isteği
Bütün sevdiklerinden? ..
Kuşların çarpan
Ve çırpınan kanatlarından
Huzura erebiliyor;
Onlarla beraber bulutlara,
Enginlere doğru özgürce
Uçabiliyor musun?
Tepelerin üzerine çıkabilsen de,
Rüzgârları tutabilsen de,
Gökboşluğunun derinliklerinde
Kaybolabiliyor musun?
O halde sen de esintilerinle,
O cânım gülücüklerinle,
İstanbul’u saran, kucaklayan
Boğaziçi’ni bağrına basan,
Hırçın rüzgârlarınla uğultulu;
Pırıl pırıl aydınlığınla
Ürperti ve canlılık dolu
Bir İstanbul bulutu olmalısın…
Yağsan da yağmasan da,
Unutulmayan bir sevgili gibi
Saçlarımızı okşamalısın;
Tepeden-tırnağa
Sırılsıklam ıslatmalısın…
Sonra, derinden-derine
İçimize sinmelisin
Ve demir atmalısın
Renkli düşlerimize;
Gözümüzün bebeğinin
Ortasına gelip kurulmalısın
Gönlünce-keyfince.
Boğaziçi’nde gülümseyen
Maviyle dolu bakışlarımızda
Dinlenmelisin-serinlemelisin;
Dünya’daki bu en güzel beldede,
O cânım Boğaziçi’nde gezinmelisin.