I
İmgelem yetisi,
arzunun sihirli ve yıkıcı güçlerinden yararlanarak,
eksik kalmış birçok kişiyi,
tümüyle doyurucu bir varlık biçiminde geri gelmelerini elde etmek için gerçeklikten dışarı atmaktan ibarettir.
III
Şair, ayrım gözetmeden bozgunu zafere, zaferi bozguna çevirir,
O, yalnızca göğün şiir kitabı üstüne titreyen doğum öncesi imparator.
V
Güvensizliğin sihirbazı şairin kendine edindiği doyumlarından başka bir şeyi yoktur. Kül hep bitmemiştir.
X
Şiirin önceden kestirilenden ayrılmaz, ancak henüz biçimlenmemiş olması
yerinde olur.
XIII
Öfke ve gizem sırasıyla onu kendilerine çektiler ve eritip bitirdiler.
Ardından taşıran otundan can çekişmesini sona erdiren yıl geldi.
XVI
Şiir, her zaman biriyle evlidir.
XVIII
Yumuşat sabrını, Prensin anası. Ezilenin aslanını emzirdiğin gibi eskiden.
XXX
Şiir, arzu olarak kalmış arzuyla gerçekleştirilen aşktır.
XXXIV
Bilinmeyen bir varlık, belirsiz bir varlıktır, işe el koyarak
iç sıkıntımızı ve yükümüzü atardamar şafağına çevirebilir.
Şair, sağlığını her gün masumluk ve bilinç, aşk ve hiçlik arasına serer.
XXXIX
Şair, yerçekiminin eşiğinde, yolunu örümcek gibi gökyüzünde kurar.
Bir kısmı kendi içinde saklıyken başkalarına işitilemedik
ve son derece görünür kurnazlığının ışıkları içinde görünür.
XLV
Şair, fırlatan bir varlığın ve alıkoyan bir varlığın oluşumudur.
Erkek sevgiliden boşluğu, kadın sevgiliden ışığı ödünç alır. Bu biçimsel çift,
bu nöbetçi çift ona dokunaklı bir biçimde sesini verir.
XLIX
Şair, kanıtların her çöküşüne bir gelecek tufanıyla karşılık verir.
Çeviri: Aytekin KARAÇOBAN