Eskiden de sevgiler düşlerdim ben şimdi de
Oysa aşk değil artık bir tutam gül ve leylak
Ağır kokularıyla ormanı kaplayarak
Yangınlar var dönüşsüz yolların bitiminde
Eskiden de sevgiler düşlerdim ben şimdi de
Oysa aşk değil artık kulede ateş yakan
O yitik fırtına, bozguncu, ışık tutan
Kuytu ayrılıkların avlusunu, şimşekle
Taşların sıcaklığı vurur bileklerime
Bildik hiçbir sözlükte bulunmayan kelime
Denizlerde köpüktür, gökte buluttur dedim
Yaşlanınca sertleşir her şey, ışıklar dolar
İpler düğümsüzleşir, adsızlaşır bulvarlar
Ben de onlarla birlik, yavaşça taş kesildim