Antonin Artaud’a
periskop mürekkep hokkası gözler beni dönemeçte
girer dolma kalemim kendi kabuğuna
kağıt sayfası büyük beyaz kanatlarını açar
gözlerimi yuvalarından çıkarmadan
az önce iki pencesiyle
görüp göreceğim kendi bedenim
ölü bedenim…
debdebe içinde görme fırsatını yakalamıştınız
bütün gülücüklerin gününde
kadınlar koymuşlardı mücevherlerini ağızlarına
demosthenes gibi
ama ben bulucusuyum bir telefonun
bohemya kristalinden ve
İngiliz tütününden
doğrudan doğruya
korku ilintisiyle…