Bir taze civana gönül düşürdüm
Gelmemiş emsali kevn ü mekana
Cemalinin nuru tutmuş cihanı
Erişmiş nüfuzu ta Süleyman’a
Yüzüne bakınca akıllar zail
Nice bendesi var hüsnüne mail
Bir çift şeftaliye olmuşum kail
Pahıldır bivefa gelmez imana
Otuz iki bölük bir baştan başa
Siyah hat çekilmiş o hilal kaşa
Gözüne bakanın bağrı tutuşa
Kasdedip geziyor bir avuç kana
Burnu küçük kulakları mücevher
Dişleri incidir dudağı anber
Gerdanı bir karış her yeri mermer
Kınalım benziyor Yusuf Kenan’a
Memeler açılmış sümbüller gibi
Şakıyor dilleri bülbüller gibi
Gamzesi fincandır fağfurlar gibi
Sultandır sevdiğim cümle hubana
Kollarına inci mercan yakışır
Parmağında mühr-i Süleyman taşır
Boynuna bakanın aklı dolaşır
Yanarsa yanmalı böyle bir cana
Yürüyüşü tavus bakışı turna
Ervah-ı ezelden çekilmiş sürme
Serinden payece safi som sırma
Ruhsat’ın bu şi’ri bir alişana