Gözlerim bir avucumda kulaklarım bir
Benden geliyorum
Sahilimdeki sular teri değil atımın
Kabzaya dek saplı durur böğrümde
Sanmayın kuşağıma sokulu bu hançer
Yaz geçti yaylamdan obalar yok
Boyları çoktan yitirdim
Enden geliyorum
İki büklüm gelişime bakıp da
Sanmayın ki Yemen’den geliyorum
Ben varım heybemde tıka-basa biliyorum
Biliyorum kendimi sunacağım kutnu-kumaş
Bilmediğim bu sahrada ne yana gidiyorum
Kime satıldı ruhum kim aldı benliğimi
Köle isem kim efendim
Armağansam kör devenin mahfesinde sallanıp
Hangi “nesebi sahih sultan”a gidiyorum
Dilim söylerken beni sözlerim benim değil
Bana gidiyorum
Bir yanım yokluk bir yanım uçurum
Benlik bezirgânının yüklediği kumaş ben
Bahtımın kararttığı alnımda bulutlanan
Günü ağarmayacak bir tana gidiyorum
Belli ki sahraları boyadığım yetmedi
Denizlerin istediği “al kan”a gidiyorum
Benden geliyorum bana gidiyorum
Biliyorum yokluğa giden yol bende biter
Biliyorum zamanın kuyruğudur elimde
İkide bir mekâna şaklattığım şu kırbaç
Bilmediğim özümü yitirdiğim bu çölde
Bulduğum gözlerimi yitiren hangi kervan
Heybemde ben varım ağırlığımca
Dudaklarımda ıslık kulağımda çıngırak
Son menzilde varılan son hana gidiyorum
Kaç akıl ip kopardı kervanda çıldırarak
İpsiz çölde kervandan kervana gidiyorum
Emzirip yüreğime bir damla gözyaşımı
Bir damlada gizlenen ummana gidiyorum
Biliyorum kervanda kılavuz ben değilim
Yolların kavuştuğu meydana gidiyorum
Bu ses benim sesim değil
Bu adres adresim değil
Suç benim hata benim
Tâcir ben müşteri ben satılan mata benim
Dirhemsiz endazesiz bedestâna gidiyorum
Varoşlarda yitirip varoluşun sırrını
Tükenişin son mızrapla tutuşup
“Dön” telinde tınladığı “son an”a gidiyorum
Zaman bir avucumda mekân bir
Benden geliyorum bana gidiyorum