Gel ne zaman istersen çözülmüş saçlarınla
Çözdüm düğümlerini yolların birer-birer
Hasretim kan kınası son turnaya yakılan
Bir ağaç var altına dilekler bırakılan
Her dalında bir gece soyunup güne girer
Gel ne zaman istersen eteklerinde bahar
Yalın bir türkü gibi sevdaların adına
Işığı söndürülmüş şehirlerde kışlama
Aşkı bir öpücükle bir daha nakışlama
Alev dudaklarınla kelebek kanadına
Gel ne zaman istersen içinden sıyrılarak
İçerlek bir kapıyım nicedir içimde ben
Açıp gir uyuyorken içimdeki engerek
En gereksiz ölümü özümde bilmen gerek
İçimdeki engerek bir başka biçimde ben
Gel ne zaman istersen firûze yağmurlarla
Filiz yeşilini sar bu sımsıcak sarıma
Kur aşkın saatini günün bittiği yerden
Kirpiklerinde kalmış güneşli gecelerden
Bir damla ışık içir yorgun umutlarıma