Bunları da Okuyun

    Var (Kalktı Deli Gönül) Şiiri – Karacaoğlan

    29 Aralık 2021

    Güzelliğin On Par’Etmez Şiiri – Aşık Veysel Şatıroğlu

    29 Aralık 2021

    En Çok Şiiri – Sadettin Kaplan

    29 Aralık 2021

    Yoldaki Yalnız Kadın Şiiri – Blaga Dimitrova

    29 Aralık 2021

    Nikbinlik Şiiri – Nazım Hikmet Ran

    20 Mart 2022

    Bir Aşkın Deryasın Boyla Şiiri – Pir Sultan Abdal

    29 Aralık 2021

    Leylâ Çölü Şiiri – Sadettin Kaplan

    29 Aralık 2021

    Korkuyorum Şiiri – Cahit Irgat

    29 Aralık 2021

    Bir Akşam Getir Bana Şiiri – Ümit Yaşar Oğuzcan

    28 Aralık 2021

    Yanlış Okul Şiiri – Mehmet Başaran

    29 Aralık 2021
    Facebook Twitter Instagram
    Facebook Twitter Instagram
    Şiirhane
    • Anasayfa
    • Dönemler
      • Cumhuriyet Dönemi
      • Yedi Meşaleciler
      • Fecr-i Ati Topluluğu
      • Garipçiler (1. Yeni)
      • Halk Edebiyatı
      • İkinci Yeniciler
      • Milli Edebiyat
      • Öz (Saf) Şiir Dönemi
      • Tanzimat Edebiyatı (1. Dönem)
      • Tanzimat Edebiyatı (2. Dönem)
      • Tekke ve Tasavvuf Edebiyatı
      • Toplumcu Gerçekçi Şiir Dönemi
      • Servet-i Fünun Edebiyatı
    • Yabancı Şairler
    • Rastgele Şiir
    • İletişim
    Şiirhane
    Anasayfa»Sıtkı Caney»Layya – iki Şiiri – Sıtkı Caney

    Layya – iki Şiiri – Sıtkı Caney

    Sıtkı Caney- Sıtkı Caney
    Telegram VKontakte Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email WhatsApp
    Paylaşın
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    iki

    leylaklar yas tutuyor bu şehrin ötesinde
    zindanlarda gül açmış bu gece duyuyorum
    kaybolup gitmiş sesim senin tatlı sesinde
    bu gece bir kartalı öldürmek istiyorum

    rüyamda bir mezarın son defa yanan mumu
    ve zakkum ağaçları tırmalıyor ruhumu
    sana bu gece benim artık kaybolduğumu
    söylenmemiş sözlerle bildirmek istiyorum

    kimi uyur ve kimi dansa başlar delice
    biri bu dansa bakıp matem tutar gizlice
    bense burda yapyalnız tam bu saat bu gece
    bu şehri baştanbaşa yürümek istiyorum

    gülüm layya istersen hançer daya göğsüme
    kimse şahit olmadı sevdaya küstüğüme
    gecelerden bu gece bu soğukta üstüme
    seni yalnızca seni örtünmek istiyorum

    evrende paramparça güzelliğin aynası
    kıvrım kıvrım bir sevda uzun bir yılan dansı

    ve insanlar hep aşkı inkara hazırlanan
    bu inkarla delirip hep bu inkarla yanan

    uzaktaysa durmadan yağan doğu karları
    dağlarda saklı duran keklik yumurtaları

    ve mecnunun çölünde karıncalar böcekler
    bulunca o şarkıyı artık ölmeyecekler

    ve o şarkı dilimle dilinin arasında
    o şarkı kanar durur bir ceylan yarasında

    ceylanlar yaylalara mecnun gibi koşarlar
    uzanır mecnun mecnun sinemizde şavkırlar

    inler durur şarkılar ki o bensiz ben onsuz
    bu duygu yakar beni o şarkı kadar sonsuz

    sonsuz bir ağıt iner gerçek kara habere
    gülüm layya kendini atar harabelere

    harabelerde izler silinir sessiz sessiz
    ben layyadan uzakta olur muyum habersiz

    kara haber tez bulur bekleyen yürekleri
    doldurur birileri boşalan tüfekleri

    çekilince kurşunlar her ses kendine döner
    bir hayat yanar yalnız bütün hayatlar söner

    her gece insan kendi kendini yakmakta
    ufuklar ağlamakta ve bir tren kalkmakta

    bir tren midir yırtan geceyi baştan başa
    vurma be gülüm vurma başını taştan taşa

    durma gülümse layya bak horozlar ötmekte
    bu şiir bitmemekte bu şiir bitmemekte

    bak tedirgin ceylanlar aralıyor zamanı
    gülüm layya gülüşün yaralıyor zamanı

    ve sen benim sunamsın ama ben gidiyorum
    çaresiz ellerini kaldırsan da göklere
    bu aşkın inancına yeminler ediyorum
    ayrılık dua olsun kuşlara böceklere
    layya seni bulduğum anda kaybediyorum
    ne kadar benziyorsun renkli kelebeklere
    doğmamış bebeklere intikam diliyorum

    güneşlerin ufkunda tutamayınca seni
    aradım hep aradım bir mumun ışığında
    ve mumlar alevlerde tüketince gölgeni
    kaybettim ben kendimi cinlerle kafdağında
    bir mezara gömülen hatıralar treni
    saklıyor seni beni bir mahşer toprağında
    güneş gibi kendime katamayınca seni

    ey uyku zalimliği hızla eriyen zaman
    dansediyor yumulan gözlerimde yılanlar
    yanakları dünyanın layya senin ağlaman
    efsane haber taşır artık baylar bayanlar
    savurur şapkasını suya bir yavru ceylan
    vurulur ceylan gibi canandan ayrılanlar
    vurulur ağlamanın ince parmaklarından

    bir yudum çay içerek kahvelerde oturmak
    seni düşünmek için bahane olmuş bana
    ve doğranan yudumdan tatlı vakitler kurmak
    girmiş hırsızlık gibi ruhumun arasına
    beni beklermiş deniz akıp gidermiş ırmak
    katarmış beni kızlar yurdundaki yasına
    bir yudum gökyüzüyle ötelerde oturmak

    kalmadı lugatımda bu halin kelimesi
    nazlı taze günlerden isyana koşuyorum
    bir kız gülümsemesi uzak bir bomba sesi
    ben bu müphem dünyada acılarla sarhoşum
    olmadı hiç rüyamda bir güvercin kafesi
    dünyada olamadı benim bir sai kuşum
    kalmadı ceblerimde günlerin kelimesi

    layya yenikapıda ruhunu aramasın
    aramasın ruhumu çağdaş harabelerde
    onu sonsuzluklara bu tek şiirle asın
    ceylanlar avcıları düşürsün yine derde
    layyalar doğmaz diye anneler ağlamasın
    gülümseyecek layya her kızdaki kederde
    hayat bende kaybolan huyunu aramasın

    ararsa beni layya başlarsa ağlamaya
    parlar mı gökkuşağı boynunda mevsim mevsim
    koynunda yalnızlığın şehir kapalı aya
    tenimin mendilinde dilim dilim bir isim
    ben ki minnacık acun güller fışkıran kaya
    alıp gitsem ruhumu tanınmasa cesedim
    başlarsa ağlamaya ararsa beni layya

    ben yeni bir inanca göçerken tek başına
    dehşet gözyaşlarıyla bir gece örüyorum
    geceler ki yürüyen sınırsızlık taşına
    tozlu yollar boyunca hep seni görüyorum
    bir cinnet öpüşüyüm çığlığa gözyaşına
    bakış ince bir resim durmadan yürüyorum
    gök yeni bir intikam biçerken tek başına

    alıp dola boynuna kimsesiz odalarda
    ta kalbinde kıvranan kıvranan ellerimi
    ayrılık ılık evren limansiz adalarda
    koşturur şafaklara yalnayak seherimi
    güneşini al da gel konuş karanlıklarda
    kesmesin şu ellerim burada kaderimi
    alıp dola boynuna en sessiz adalarda

    yorulmam çilelerden çilelerle uyusam
    bir ninni şırıl şırıl yatsam su kenarında
    bir evren tütsülenir senden bir nefes duysam
    ve yıkanır ölüler bengisu pınarında
    kandan ve gözyaşından seni damıtıp yazsam
    canlanırsın dünyanın en derin duvarında
    yokluğunda öteden gölgelerle uyusam

    birgün sona erince bu dünya cehennemi
    sen de anlarsın artık aynalar yalan söyler
    ölüm erken olmasın çok özledim annemi
    o yağmurlu turküyü şimdi ancak can söyler
    hatırlanmaz sularda neyle sevişir gemi
    bir de böyle türküyü yardan ayrılan söyler
    eriyince ufukta bu rüya cehennemi

    çobanlar kavalları damardan üfleyecek
    bakıp bakıp ruhumda kurduğun saltanata
    bir buluşma baharı bir gelincik bir çiçek
    ağlıyor ötelerden hazan olmuş hayata
    her hazan kıvrımında bin bahar dirilecek
    baharlar uzar nile ve diceleye fırata
    çobanlar kavalları bahardan üfleyecek

    uzanır sereserpe parka fakir adamlar
    kuşdilini konuşur uzakta bir yabancı
    günahkâr yüreğime taze korkular damlar
    her yanda dilenciler kaderime duacı
    ne bu aşk unutulur ne de o genç idamlar
    ne hoca anlar halden ne de çingene falcı
    uzanır sereserpe göğe cesur adamlar

    ki gökyüzü yeryüzü arasında bu sevda
    nasıl yolsun anneler saçını nasıl yolsun
    öncesiz ve sonrasız bir açlık ağlamada
    sana ey yalan rüya kara yılanlar dolsun
    bendedir zalimlikler ve ak gözler layyada
    beyaz düşü karartan kara eller kahrolsun
    kahrolsun gökyüzüne sıçramayan her sevda

    gökkuşağı altında geleceğin koşusu
    yıldızlar kanat olsun ve merhamet merhamet
    tükensin istiyorum yalan ölüm korkusu
    bir gelin bir bebeğe bir genç bir gence hasret
    açar artık sırrını çölde saklı kalan su
    günahsız bir sevdaya açılır kutlu cennet
    ve layyanın alnında geleceğin kokusu

    artık veda edemem bavullarımı yaktım
    artık veda edemem yandı fırat köprüsü
    bütün günahlarımı artık sana bıraktım
    giriyor günahına bir kuş bir aşk ölüsü
    çocuklar olmasaydı inan ağlayacaktım
    sonkez söyleyecektim bir buluşma türküsü
    bense hain saçlara kanlı çiçekler taktım

    görünmez bir yerden öptüm dilini
    dilini dilini gizli dilini

    aşk şimdi bir yalan yalandır layya
    ve bahar ve başak talandır layya
    sen sıcak bir yarım düşün gelini
    gelini gelini aşkın gelini

    bulandır denizi bulandır layya
    başını başımla dolandır layya
    bir sözcük olsa da tutsam elini
    elini elini nettin elini

    kandır bu inceden yanandır layya
    ve candır sevdadır canandır layya
    nasıl savurdun oy sain telini
    telini telini altın telini

    aşktır duramayan akandır layya
    derinden derine yakandır layya
    aşk ki yakar birgün senin belini
    belini belini sıcak belini

    bir gül ki kalbime dolandır layya
    düşün ki bu son ses son andır layya
    yitirmiş dilini aşkın gelini
    gelini gelini aşkın gelini

    Sıtkı Caney

    Layya - iki Şiiri - Sıtkı Caney Layya - iki Şiiri - Sıtkı Caney şiiri Sıtkı Caney şiirleri
    Paylaşın Telegram VKontakte Facebook Twitter Tumblr WhatsApp

    Yazarın Diğer Şiirleri

    Aşktandır Şiiri – Sıtkı Caney

    Layya – üç Şiiri – Sıtkı Caney

    Layya – ilk Şiiri – Sıtkı Caney

    Layya Şiiri – Sıtkı Caney

    Layya – son Şiiri – Sıtkı Caney

    Hayatı Özlüyoruz Sayın Başbakan Şiiri – Sıtkı Caney

    Bunları da Okuyun

    İstanbul Dedim de Seni Hatırladım Şiiri – Ümit Yaşar Oğuzcan

    28 Aralık 2021

    Aybattı Şiiri – Ali Rıza Ertan

    29 Aralık 2021

    Sekizinci Mektup Şiiri – Ümit Yaşar Oğuzcan

    28 Aralık 2021

    Yolculuk Şiiri – Ahmet Selçuk İlkan

    28 Aralık 2021
    Bizi Takip Edin
    • Facebook
    • Twitter
    • Instagram
    Çok Okunanlar
    Ahmet Selçuk İlkan

    Kıskancım Şiiri – Ahmet Selçuk İlkan

    Ahmet Selçuk İlkan

    “Ah benim yasağım Ah benim günahım Baştacım Kıskancım Yalancım Nerdesin? “Bu gece gözüme uyku girmiyor…

    Hicranlar Mı Çöktü İçime Benim Şiiri – Seyrani

    29 Aralık 2021

    Baki Kalan Şiiri – Cemil Meriç

    29 Aralık 2021

    Gör Ki Felek Bize Neler Eyledi Şiiri – Neşet Ertaş

    29 Aralık 2021
    Hakkımızda
    Hakkımızda

    Şiirsiz kalmayın!

    İletişim: [email protected]

    Şiirler

    Ne Kadar İzmir / 1 Şiiri – Attila İlhan

    28 Aralık 2021

    Bozkır Vedası Şiiri – Adnan Özer

    29 Aralık 2021

    Ayırdın Yârimden Ey Kanlı Zâlim Şiiri – Gevheri

    29 Aralık 2021
    Etiketler
    Ahmet Selçuk İlkan şiirleri Pir Sultan Abdal şiirleri Abdurrahim Karakoç şiirleri Ruhsati şiirleri Necip Fazıl Kısakürek şiirleri Karacaoğlan şiirleri Agah şiirleri Aziz Mahmud Hüdayi şiirleri
    Facebook Twitter Instagram
    • Anasayfa
    • İletişim
    © 2025 Şiirhane.
    Tüm hakları edebiyatın birbirinden kıymetli şairlerine aittir.

    Aradığınız şair veya şiirden birkaç kelime yazın.