Ellerinde şaraplar tutuşuyor
Mecnunsun Leylanı arıyorsun hep diplenen kadehte
İğreti gülücükler kondurup dudaklarına peşpeşe
Laleliden İzmire selamlar veriyorsun.
Yaşantını geçmişte unutmuşsun aranışın bu yüzden
Seni kaç kez kayıp bürolarına kendini sorarken yakalıyorum
Paris-İstanbul trenine kaçak binerken
Beyrutun esrar tekkelerinde sızarken yakalıyorum.
Şimdi ağlarsın , herkeslerden başkaca ağlarsın İzmirlere
Gerçi kimseler görmedi , o bile görmedi gözlerinin yaşını
Ama ağlamak yanakları ıslatarak olmazki sade
Bunu bir ben anladım, Tanrı daha anlamadı.
Yeter diyorum dinle beni, bu sokak çıkmaz sokak
Bir elinde kadehin konuşuyor bir elinde kanlı bıçak
Dinlemeden yürüyorsun sendeleye sen
……….
……….