Bunları da Okuyun

    Ne Çok Enkaz Şiiri – Ahmet Necdet Sözer

    29 Aralık 2021

    Âgâz-ı Gazeliyyât 47 Şiiri – Agah

    29 Aralık 2021

    Kızıl Çizgi Şiiri – Pablo Neruda

    29 Aralık 2021

    Gel Sevelim Şiiri – Neşet Ertaş

    29 Aralık 2021

    Boşuna Şiiri – Aziz Nesin

    28 Aralık 2021

    Bir Uzun Kuzgun Şiiri – Abdülkadir Bulut

    29 Aralık 2021

    Tebliğ Şiiri – Abdurrahim Karakoç

    28 Aralık 2021

    Bir Baktım Da Şiiri – Ahmet Selçuk İlkan

    28 Aralık 2021

    Ayrılık Kapıyı Çalıyor Şiiri – Ahmet Selçuk İlkan

    28 Aralık 2021

    Seni Asla Lekeleyemem Şiiri – Cezmi Ersöz

    28 Aralık 2021
    Facebook Twitter Instagram
    Facebook Twitter Instagram
    Şiirhane
    • Anasayfa
    • Dönemler
      • Cumhuriyet Dönemi
      • Yedi Meşaleciler
      • Fecr-i Ati Topluluğu
      • Garipçiler (1. Yeni)
      • Halk Edebiyatı
      • İkinci Yeniciler
      • Milli Edebiyat
      • Öz (Saf) Şiir Dönemi
      • Tanzimat Edebiyatı (1. Dönem)
      • Tanzimat Edebiyatı (2. Dönem)
      • Tekke ve Tasavvuf Edebiyatı
      • Toplumcu Gerçekçi Şiir Dönemi
      • Servet-i Fünun Edebiyatı
    • Yabancı Şairler
    • Rastgele Şiir
    • İletişim
    Şiirhane
    Anasayfa»Dönemler»Cumhuriyet Dönemi»Ümit Yaşar Oğuzcan»İki Kişiye Bir Dünya (Senfonik Şiir) Şiiri – Ümit Yaşar Oğuzcan

    İki Kişiye Bir Dünya (Senfonik Şiir) Şiiri – Ümit Yaşar Oğuzcan

    Ümit Yaşar Oğuzcan- Ümit Yaşar Oğuzcan
    Telegram VKontakte Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email WhatsApp
    Paylaşın
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Birinci Bölüm:
    Kader Kapıyı Çalıyor
    (Andante)

    Gelme diyorsun
    Bu gel demektir
    Birazdan güneş doğacak
    Dolu dizgin atlılar geçecek yüreğimden
    Seni düşüneceğim
    Gümüş mahmuzların parlaklığında
    Yağmur nal izlerini örtmeden
    Sana geleceğim
    Bekle beni
    Hindistan ‘da Banaras şehrinde seni aradım
    Ganj ‘ın sularında lanetlenmiş insanlar yıkanıyordu
    Ganj ‘ın suları pisti bulanıktı
    İçtim

    Bir kadın tanıdım Haydarabat ‘da
    Cüzamlıydı güzeldi üstelik
    Sana benziyordu
    Etli dudakları vardı
    Brahman mabetlerinde seviştik üç gün üç gece
    Taşların üstünde yattık
    Bir hayvan tarafımız vardı alımlı
    Bir Tanrı tarafımız vardı iğrenç
    Bir insan tarafımız olacaktı
    Aradık üç gün üç gece
    Bulamadık
    Bir Tanrı tarafımız vardı korkunç
    Sevemedik

    Sonra Nijerya ‘da Mozambik ‘te Altınsahillerinde
    Kulaklarımda ulu ormanların uğultusu
    Vahşetin musikisini dinledim yeşil yeşil
    Zifir gibi bir yalnızlıktı içimde yokluğun
    İri bir memeydin kalçaydın avuçlarımda
    Belki bir tutam tuzdun kirli
    Seni düşündükçe susuyordum
    Nehirler göller kandırmıyordu beni
    O kadınlara gidiyordum
    O bakır tenli kadınlara
    O kadınlarla da yattım
    Adam boyu yaprakların üzerinde
    Boyanıp boyanıp yeryüzüne çıkıyorduk derinlerden
    Yorgundum
    Kuşkuluydum
    İliklerime kadar bendim
    Bir yeşildim
    Bir beyazdım
    Karanlıktım
    İnsan eti yiyenler anladı beni

    Kanarya adalarında
    Bir kamış kulübede iki ayna buldum
    Birinde ellerim vardı kemik kemik
    Parmaklarım beni çağırıyordu sana
    Birinde gözlerim vardı
    Ağlıyordum
    Çiğnenmiş otlara döndüm
    Ağlamaklı denizlere
    Köpek balıklarının azı dişleri avutmaz beni

    Bir gemiydim
    Battım
    Santa – İsabelle adasının önünde
    Şimdi 3200 metre derindeyim
    Sana ahtapot gözleri topluyorum
    Sana mürekkep balıklarının gözyaşlarını getireceğim
    Bırak beni
    Yosunlarla bir çeşmeden su içiyorum
    O derinliklerde bir mağarada buldum kendimi
    Önce garipsedim çıplaklığımı
    Utandım
    Sonraları alıştım güzelliğime
    Bir elim sendin
    Bir elim ben
    Ayaklarımı göremezdin
    Öyle uzaktaydı
    Sağ kolumu Mekke ‘de kestiler şafak vakti
    Utanmaz yalnızlığımla kaldım çaresiz

    Bitmez
    Haçlı seferleri boyunca anlatsam maceramı
    Yakına gel
    Dört yanımız iri ıstakozlarla dolu
    Yalnız değiliz
    Tuk ki bu tuzlu balıklarda benim yüreklerim çarpıyor
    Tut ki gözümün yarısı elmada yarısı kapanık
    Tut ki ben beyaz peynirim ben zeytinim
    Al
    Ekmeğine katık et beni

    Dufy ‘nin bir sokağı vardı bilir misin
    İlkin seni o mor sokakta gördüm
    Temmuzun ondördüydü
    Bütün itliği üzerindeydi güneşin
    Bir yeşil elbisen vardı
    Bir siyah ayakkabın vardı
    Bir gözlerin vardı
    Bir dudakların vardı
    Ama ben yoktum o sokakta
    Tahiti adalarında
    Gaugin ‘le seni düşünüyordum
    Absent kadehlerinde ellerini içiyordum yudum yudum
    Dufy ‘nin sokağı aklıma nereden geldi

    Bir çift zar aldım
    Attım gökyüzüne
    Adis-Ababa şehrine düştü
    Adis-Ababa şehrinde kadınlar
    Hepyek bakıyordu yüzüme
    Yüzümde cinayetler işleniyordu her gece
    Kadmiyum kırmızısından kanlar akıyordu nehir nehir
    Sen baksan görürdün
    Her gözüme bir düşeş oturmuştu
    Sen görsen anlardın
    Titanyum beyazı yalnızlığımı
    Budapeşte köprüsünün üzerinde
    Bir çingene falıma baktı
    Dedi üç günde öleceksin
    Ben üçbin yıldır seni arıyorum
    Kapılara sığmıyor umutsuzluğum
    Lağım kokuları gibi çirkef gibi kederliyim
    İçimden dünyayı ipe çekmek geliyor
    Cümle yıldızlar şahidim olsun
    Yapmazsam adam değilim

    Şanghay ‘da orospular benimle yatmadı
    Çirkinsin dediler
    Pissin dediler
    Yıkandım arındım
    Afyon yüklü mavnalar geçiyordu Çin denizinden
    Birisi geçmişime küfretti
    Tuttum öldürdüm
    Geçmişim seninle güzeldi temizdi aktı
    Kirlettim
    Affet beni

    Hamamatsu ‘da bir geyşa kızı yüzüme tükürdü
    Pyong-Yang ‘da kurşuna dizdiler beni
    Tiz bir boru sesi üç defa ti çekti
    Trampetler başımda zonkluyordu
    Kederliydim
    Çaresizdim
    Canım Tchaikovski ‘yi dinlemek istiyordu
    Ah o keman konçertoları öldürdü beni

    Dinsizdim İstanbul ‘da minareler üstüme yıkıldı
    Yoksuldum Kudüs ‘te kiliseler kabul etmedi beni
    Gelme diyorsun
    Bu gel demektir
    Birazdan akşam olacak
    Rachmaninof ‘la bir meyhanede içmeliyim bu gece
    Sonra sana gelmeliyim
    Rachmaninof nereye giderse gitsin

    Şimdi bir derin mavide akşam oluyor
    Gök mavi deniz mavi
    Mor dağlar yeşil ağaçlar mavi
    Bozuk düzen mavi gecelerden sesleniyorum sana
    Ne opera aryaları
    Ne beşinci senfonisi Beethoven ‘in
    Bir yalnızlık marşıdır çalınıyor uzakta
    Gün ışığı arkamızda kaldı bak
    Tanyerinde unuttuk gözlerimizi
    Gel artık
    Hayata yeniden baçlayalım
    Gel artık
    Bu mavilerde kimseler görmez bizi

    Solfej anahtarlarını kaldıralım
    Do ‘ların mi ‘lerin önünden
    Bırakalım bu dünyayı alabildiğine dönsün
    Ölmekse daha kolay ne var
    Yaşamaksa sensiz mümkün değil
    İskender adam edemedi bu dünyayı
    Biz mi edeceğiz
    Eflatun çözemedi yaşamanın sırrını
    Biz mi çözeceğiz
    Bütün yataklar bir kişilik
    Git diyorsun
    Nereye gideyim
    Birazdan gece olacak
    Ağır kılıçlar parçalayacak yüreğimi
    Pis bir koku gibi çökecek üstüme yalnızlığım
    Seni düşüneceğim stepler ortasında yorgun kimsesiz
    Dolu dizgin atlılar geçmeyecek yüreğimden
    Bir gözümde gümüş mahmuzların pırıltısı hazin
    Bir gözümde bozulmuş nal izleri
    Durup durup ağlayacağım

    Sen bu ayrılıklar için mi yaratıldın söyle
    Bu zehir zemberek kederler için mi
    Bak bütün orkestralar sustu
    Bütün ışıkları söndü dünyanın
    Korkma
    Haydi uzat ellerini
    Geçmiş yılları yeniden yaşayalım bir bir
    Bak dinle
    Bir seslenen var uzaklardan
    Bak dinle
    Kader kapıyı çalıyor
    Gelme diyorsun
    Gelme diyorsun
    Bu gel demektir.

    İkinci Bölüm :
    Seninle Kardeş Değiliz
    (Allegro)

    Tanrının bıraktığı yerden biz başlıyalım
    Üç milyar insanın yarısını sen öldür yarısını ben
    Üç kişi kalsak yetişir yeryüzünde
    Yaklaş bana
    Seninle kardeş değiliz

    Hüzünle karışık sevinçlerden kurtul artık
    Arzuların o belli belirsiz sıcaklığını sev
    Biliyorsun
    Önce Tanrı insanı yarattı
    Sonra insan sevgiyi
    Ne yapsak boş
    Ne kadar çabalasak faydasız
    Geriye dönemeyiz
    Olanlar oldu iş işten geçti
    Çamurumuza sevgi katılmış bir kere

    Kim bu şarkıları söyleyen
    Karcığar faslından düm tek üzere
    Aklım bir yere erişti durdu
    Susun
    Şimdi üçgenlerle oynuyorum
    Kaldırın bu daireleri
    Bir model kız geldi soyundu karşımda
    Saçlarından üç fırça yaptım
    Üç tüp boyan vardı
    Verenoz yeşili zümrüt yeşili krom yeşili
    Hepsini kattım birbirine
    Senin yeşilini buldum
    Senin yeşilinde orkestralar Debussy ‘den çalıyordu
    Senin yeşilinde unuttum siyahlığımı

    Bu deli eden uğultu nerden geliyor
    Kim kırdı bu aynaları
    Toplayın yüzümüzü görelim
    Çirkin değiliz artık
    Bir kapı açılda önümüzde ölümsüzlüğe
    Güzeliz
    Sabahlar bizimle dolu
    Işık diyordun al işte
    Kör kı
    ……….
    ……….

    İki Kişiye Bir Dünya (Senfonik Şiir) Şiiri - Ümit Yaşar Oğuzcan İki Kişiye Bir Dünya (Senfonik Şiir) Şiiri - Ümit Yaşar Oğuzcan şiiri Ümit Yaşar Oğuzcan şiirleri
    Paylaşın Telegram VKontakte Facebook Twitter Tumblr WhatsApp

    Yazarın Diğer Şiirleri

    Mustafa Kemal’i Düşünüyorum Şiiri – Ümit Yaşar Oğuzcan

    Böyledir Akşamları İstanbul’un Şiiri – Ümit Yaşar Oğuzcan

    Alışkanlık Şiiri – Ümit Yaşar Oğuzcan

    Kırmızı Fener Şiiri – Ümit Yaşar Oğuzcan

    Kirli Çağ Şiiri – Ümit Yaşar Oğuzcan

    Karanlıkta Erimek Şiiri – Ümit Yaşar Oğuzcan

    Bunları da Okuyun

    Ne Kaldı Şiiri – Ahmet Ada

    29 Aralık 2021

    Ayazdakilerin Türküsü Şiiri – Alper Gencer

    29 Aralık 2021

    Deniz Şiiri – Ahmet Kutsi Tecer

    29 Aralık 2021

    Acının Arka Yüzündeyim Şiiri – Akif Kurtuluş

    29 Aralık 2021
    Bizi Takip Edin
    • Facebook
    • Twitter
    • Instagram
    Çok Okunanlar
    Attila İlhan

    Sokağa Çıkma Yasağı Şiiri – Attila İlhan

    Attila İlhan

    öyle büyük hicran ki cam çerçeve bırakmıyor kırdı kapıları döküldü sokağa havada yangın kokusu itfaiye…

    Dîvân-ı İlâhîyât 108 Şiiri – Aziz Mahmud Hüdayi

    29 Aralık 2021

    Dîvân-ı İlâhîyât 36 Şiiri – Aziz Mahmud Hüdayi

    29 Aralık 2021

    Yürek Şiiri – Cahit Sıtkı Tarancı

    29 Aralık 2021
    Hakkımızda
    Hakkımızda

    Şiirsiz kalmayın!

    İletişim: [email protected]

    Şiirler

    Cımbızlı Şiir Şiiri – Orhan Veli Kanık

    29 Aralık 2021

    Bir Kadını Sevmek Üzerine Denemeler Şiiri – Eray Canberk

    29 Aralık 2021

    Ve Hayret Şiiri – Necip Fazıl Kısakürek

    28 Aralık 2021
    Etiketler
    Ruhsati şiirleri Karacaoğlan şiirleri Aziz Mahmud Hüdayi şiirleri Agah şiirleri Necip Fazıl Kısakürek şiirleri Pir Sultan Abdal şiirleri Abdurrahim Karakoç şiirleri Ahmet Selçuk İlkan şiirleri
    Facebook Twitter Instagram
    • Anasayfa
    • İletişim
    © 2025 Şiirhane.
    Tüm hakları edebiyatın birbirinden kıymetli şairlerine aittir.

    Aradığınız şair veya şiirden birkaç kelime yazın.