Aramak… Ömür boyunca aramak…
Yalnız seni aramak… Paslı teneke kutularda, küf kokan
dolaplarda, çerçevelerde, tenhalarda, ağaç diplerinde,
sonra vapurlarda, trenlerde hep seni aramak.
Belki bu şehirde değilsin. Ne çıkar? Seni arıyorum ya.
Belki de ayni sokakta evlerimiz, sabahları
beni görüyorsun işime giderken.
Sonra akşamı bekliyorsun, alacakaranlığı…
Beni bekliyorsun ya da bir başkasını, bir başkasını…
Hiç gel demiyeceğim sana. Aramak neredeyse
ben oradayım. Ayaklarım ne güne duruyor?
……….
……….