Ağaçlar güz güzellliğinde,
Korunun yolları kuru,
Ekim’in alacakaranlığında
Duru bir göğü yansıtıyor sular;
Taşların üzerinden akan sularda
Elli dokuz kuğu.
Bu geçirdiğim on dokuzuncu güz
Hesabını tuttuğumdan bu yana;
Daha saymayı bitirmeden, baktım,
Birden havalanıyorlar
Ve döne döne dağılıyorlar
Gürültülü kanatlarıyla.
Öyle baktım da o parlak yaratıklara
Şimdi yüreğim yaralı.
Her şey değişmiş alacakaranlıkta
Duyduğumdan beri, ilk kez bu kıyıda,
Kösnüyle çırparken kanatlarını başımın üstünde,
Daha yumuşaktı uçuşları.
Hâlâ bıkmadan sevgililer birer birer
Ya soğuk dost derelerde yüzüyor,
Ya da havalanıyorlar;
Gönülleri yaşlanmamış;
Tutku ya da elde etme isteği,
Nereye giderlerse gitsinler, hâlâ yüreklerinde.
Hâlâ yüzüyorlar işte durgun sularda,
Gizem içinde, güzel;
Kim bilir hangi sazlıkta
Yapacaklar yuvalarını, hangi gölün
Kıyısında ya da havuzda, güzelliklerini sunacaklar
Uyanıp onların gittiğini anladığımda?
Çeviri: Cevat Çapan