Garibin anası pencerelerden
Yanık türkülerle yollara bakar
İncecik yüzünde her akşam üstü
Çizgi çizgi nokta nokta bir efkar.
Fakirin anası her sabah sessiz
Ağlar çocuğunun aç çıplak durduğuna
Elleri koynunda kalır çaresiz
Bin pişman doğduğuna,doğurduğuna.
Mahkumun anası susar konuşmaz
Suçu kendisinde sanır.
Kaçar insanlardan aydınlıklardan
Duvarlara bile baksa utanır.
Açılsa üstüm biraz,duyar da gece yarısı
Kalkar yatağından gelir
Bir mübarek el usanır yorganıma usulca
Bilirim anamın elidir.
Bir merhamet bir sıcaklık bir gurur
Yavrum diyen sesinde
Ve huzurun günde beş vakit nabzı vurur
Beyaz tülbentinde,seccadesinde.
Karımın anası anama benzer
Öylesine yakın duygulu ince.
Özü sözü bir,yayla gözesi kadar berrak
Oturtacak yer bulamaz çıkıp yanına gidince
Yüreği destanlar gibi sımsıcak.
Ve alnım açıksa,başım dikse
Dirliğimiz varsa,mutluysam
Yüzüme gülüyorsa böyle bu şehir.
Bir beyaz zambak gibi pırıl pırılsa yavrum
Ve yavrumsa herşeyi bana sevdiren bir bir
Bu mutluluk bu düzen bu bitmeyen aydınlık
Anasının yüzü suyu hürmetinedir.