Bunları da Okuyun

    Ali’nin Düldül’ün Bin De Göreyim Şiiri – Pir Sultan Abdal

    29 Aralık 2021

    Karanfil Kokusu, Gül Rengi Şiiri – İsmail Uyaroğlu

    29 Aralık 2021

    İlke Şiiri – Alper Gencer

    29 Aralık 2021

    Haœengi Gamzenün Uş Yüregümi Yara Yatur Şiiri – Ahmedi

    29 Aralık 2021

    Rubailer – 4 Şiiri – Ömer Hayyam

    28 Aralık 2021

    Hazân İle Geçti Gülşeni Bustan (Koşma) Şiiri – Erzurumlu Emrah

    29 Aralık 2021

    Rüya İçinde Rüya Şiiri – Edgar Allan Poe

    29 Aralık 2021

    Arapça Seci‘li Sözleri 4 Şiiri – Aziz Mahmud Hüdayi

    29 Aralık 2021

    Ezelden Her Kısmet Verilir İken Şiiri – Seyrani

    29 Aralık 2021

    Mevlam Gör Diyerek İki Göz Vermiş Şiiri – Mahzuni Şerif

    29 Aralık 2021
    Facebook Twitter Instagram
    Facebook Twitter Instagram
    Şiirhane
    • Anasayfa
    • Dönemler
      • Cumhuriyet Dönemi
      • Yedi Meşaleciler
      • Fecr-i Ati Topluluğu
      • Garipçiler (1. Yeni)
      • Halk Edebiyatı
      • İkinci Yeniciler
      • Milli Edebiyat
      • Öz (Saf) Şiir Dönemi
      • Tanzimat Edebiyatı (1. Dönem)
      • Tanzimat Edebiyatı (2. Dönem)
      • Tekke ve Tasavvuf Edebiyatı
      • Toplumcu Gerçekçi Şiir Dönemi
      • Servet-i Fünun Edebiyatı
    • Yabancı Şairler
    • Rastgele Şiir
    • İletişim
    Şiirhane
    Anasayfa»İsmet Özel»Kan Kalesi Şiiri – İsmet Özel

    Kan Kalesi Şiiri – İsmet Özel

    İsmet Özel- İsmet Özel
    Telegram VKontakte Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email WhatsApp
    Paylaşın
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Elbet bir hinlik vardır seni sevişimde
    ey kanıma çakıllar karıştıran isyan

    saçlarıma bin küsür yalnızlığı takıp girdiğim şehre
    insan varlığımızdan tuhaf tohumlar bıraksam
    günü geçmiş bir gazete, toprak bir çanak
    bir daha gelmem belki diye bir not bakır maşrapanın yanında
    şeytanlar da yürür benimle herhal ıslık çaldığım için
    bir şahan tüylerini döker ardımsıra
    artık bırakılmaktan yapılma bir adam sayılırım
    böğrümde kambur çocuklardan bir payanda.

    Gizemli bir dehliz gibi şehri dolaşıyorum
    sıkıca tutuyorum kendimi şehre karışmaktan alıkoymaya
    her yerimde urlar çıkıyor, biraz kürt, biraz köylü, biraz makina
    kangren oluyorum bahar geldiği için
    urlarımı kesiyorum kör bir usturayla
    ama kopmuyor onlar ve bana şehri dolaştırıyor
    bırakabileceğim her şeyi bıraktırıyor bana
    kızlardan geçilmiyor köprüler, ayak bileklerime dek
    yükseliyor kız tortuları
    tülbentlerden kanı süzülürken körpe yavruların
    bir bazı şeyler bulmalı yüzümüze tebelleş olan bu korkuya
    -Avluya çık
    -Avluya kara bir şey bırakılmış
    (bir bomba)

    Kulaklarımız alışmıştı tıpırtısına yağmurun
    şehre sıkıntının rahatlığı basmadan giriyorduk
    filimler üç günde bir değişiyordu
    bense ikircikliydim ama korkmuyordum
    polis olan babamla tatil arasında uçuşup duruyordum durmadan
    urlarım yoktu, suçum yoktu,
    ve beyaz kuşlar kalkardı anamın hırkasından
    şehre karışmayan bir dehliz değildim
    sevinçle kovalıyordum kendimi
    bunları ansımak başımı döndürüyor bazan
    elbet bir hinlik vardır seni sevişimde
    ey kanıma çakıllar karıştıran isyan.

    Azan bir hevestir artık tanyeri
    söküp gövdesinde bir cehennem parçalamak ister insan
    şehrin defterini dürüp uzanmak ister yanına
    üstümüzü kuş sesinden bir lekeyle örtmeli
    umudumuzu kapmaya gelen makinaları
    bütün çirkefini şehrin çarpıtıp aşkımıza
    solumak gece
    terlemek gece
    gece çarşaflara…

    Açıklanacak, belletilecek olan belki
    milât öncesi ve sonrası lâkırdıları
    karışık banka hesapları, navlun
    yani öylesine açık değil pek
    hatta
    -şehir mi, değil mi burası-
    kötürüm bir kurt çantamı karıştırıyor
    neden karıştırıyor, ne hakla
    direnmeler, erzurumlar, kalfalar
    gecenin ipini koparan gece safaları
    -Var mısın yok yere ağlamaya… Ki bir sis
    yanık bırakılmış bir fısıltı
    şehri sarıyor, bir dehliz olan bana ulaşamıyor ama
    herkesin içinde iğdiş bir bahar
    bacakları eriyor memurların, evkızlarının
    ve saat 24 vardiyasının işçileri
    inmiyor ocaklarına.

    Yufka mıdır
    yufka mıdır benim bakışım dünyaya
    ki acılarıyla başlatırım insanları
    derimi yalayarak geçen mevsim
    beni alır şehirden yıpranmış bakışlarla
    her askere gidenin, her tören yorgununun
    kondurur kemerinin kaşına.
    Böylece ben, o küskün, o karışmayan dehliz
    koca bir tomruğu yüklenirim arkadaşlarla
    koca bir tomruğu kaldırıp kaldırıp
    kümbetlere, bitkinliğin bordasına…
    Kanın çığırından çıktığı saattir bu
    memelerini bana sıkıca bastırdığın
    hercai bir yürek somurtkan kepenklerin ardında
    şehri acıtan çocukluğumuza değdikçe
    biz seviştikçe bizi acıtan
    kukumav kuşları, mânilerle dolu bir yatak
    zaç yağı şişeleri kocaman.

    Sen şimdi sevincimin akranısın
    ey kanıma çakıllar karıştıran isyan
    doğrusu seni toprağı eller gibi sevdim
    yaralarımı onduranımsın
    yatağımı hiç boş bırakmayan…
    Yüzümü ellerimle yine kapayayım mı?
    bekçi karısının belaltını mı anlatayım insanlara
    yoksa onlara bilinmez bir toprak mı adayayım
    değil
    partizanlığım dalaşmak istiyor anla
    bu sarsak hırgürüyle dünyanın
    dalaşmak dalaşmak dalaşmak
    böylece aşk akranım oluyor benim
    ey bayırdan ve yokuştan uzaklara
    ey çırpınan bir geyiktir memelerin
    karnın ısırgan otları gibi aklımda.

    (1966)

    İsmet Özel şiirleri Kan Kalesi Şiiri - İsmet Özel Kan Kalesi Şiiri - İsmet Özel şiiri
    Paylaşın Telegram VKontakte Facebook Twitter Tumblr WhatsApp

    Yazarın Diğer Şiirleri

    Neyi Kaybettiğini Hatırla Şiiri – İsmet Özel

    Faciayı Yazmasaydım Yaza Yazık Olurdu Şiiri – İsmet Özel

    Kadın Şairler Aşktan Bahsettikleri Zaman Şiiri – İsmet Özel

    Derinden Bir Düşkırıklığı Benimkisi Şiiri – İsmet Özel

    Kötü Şiirler Şiiri – İsmet Özel

    Kaçmak İsterken Vuruldu Şiiri – İsmet Özel

    Bunları da Okuyun

    Aşk Şiiri – Afşar Timuçin

    29 Aralık 2021

    Ateş Böcekleri Şiiri – Akgün Akova

    29 Aralık 2021

    Soylu Bir Destan 12 Şubat (kahramanmaraş’ın Kurtuluş Destanı) Şiiri – Abdurrahim Karakoç

    28 Aralık 2021

    Kanto XLI Şiiri – Ahmet Ada

    29 Aralık 2021
    Bizi Takip Edin
    • Facebook
    • Twitter
    • Instagram
    Çok Okunanlar
    Ziya Osman Saba

    Bu Rüzgar Şiiri – Ziya Osman Saba

    Ziya Osman Saba

    Bu rüzgar her vakit böyle esmeyecek. Gökte bulut, suda yelken, dalda çiçe………………..

    Gecenin Kapıları Şiiri – Attila İlhan

    28 Aralık 2021

    Dîvân-ı İlâhîyât 210 Şiiri – Aziz Mahmud Hüdayi

    29 Aralık 2021

    12 Eylül’e Sitem Şiiri – Yavuz Bülent Bakiler

    29 Aralık 2021
    Hakkımızda
    Hakkımızda

    Şiirsiz kalmayın!

    İletişim: [email protected]

    Şiirler

    Gök Gök Olalı Tanık Şiiri – Tahsin Saraç

    29 Aralık 2021

    Değnek Şiiri – Yaşar Miraç

    29 Aralık 2021

    İşaret Ateşi Şiiri – Friedrich Nietzsche

    29 Aralık 2021
    Etiketler
    Aziz Mahmud Hüdayi şiirleri Ruhsati şiirleri Ahmet Selçuk İlkan şiirleri Pir Sultan Abdal şiirleri Abdurrahim Karakoç şiirleri Agah şiirleri Karacaoğlan şiirleri Necip Fazıl Kısakürek şiirleri
    Facebook Twitter Instagram
    • Anasayfa
    • İletişim
    © 2025 Şiirhane.
    Tüm hakları edebiyatın birbirinden kıymetli şairlerine aittir.

    Aradığınız şair veya şiirden birkaç kelime yazın.