-Enis Batur’a-
Gün doldu: Kendime bir aksisedayım
Ürktüm hep hayalâttan.
Aklım bana açıkla:
Yırtılan zaman mı gülün yaprağı mı?
Elinde buruşturuyordu validem. Kapatılmış
ve leyli bakışlı mecnune. Ömrüm
şimdiden “bir devr-i hüzün”
ve kapkara matem: Dizdizeyim
dalgın hayaletinle. Ufku
sen misin seyreyleyen
Darüşşifa’nın o tozlu
penceresinden, ben mi? Vehimler
ve cinnet korkusu
bana mirasın. Ölü oğul da
küçük, çıplak ayaklarıyla
geziniyor sofada, çatının
içindeki rü
……….
……….