Bunları da Okuyun

    Kısrağa Aştı Şiiri – Enver Gökçe

    29 Aralık 2021

    Sanki Unutmuş Şiiri – Müştak Erenus

    29 Aralık 2021

    Âgâz-ı Gazeliyyât 343 Şiiri – Agah

    29 Aralık 2021

    Ayların Dili Şiiri – Ahmet Selçuk İlkan

    28 Aralık 2021

    Aşk Üç Kişiliktir Şiiri – Altay Öktem

    29 Aralık 2021

    Yardan Ayrılan (Hey Ağalar) Şiiri – Karacaoğlan

    29 Aralık 2021

    Mihriban(aşk) Şiiri – Abdurrahim Karakoç

    28 Aralık 2021

    Canandan Gayrı Şiiri – Mahzuni Şerif

    29 Aralık 2021

    Çıktım Yücesine Baktım 1 Şiiri – Karacaoğlan

    29 Aralık 2021

    Turunç Memelerin Seyran Edeyim Şiiri – Karacaoğlan

    29 Aralık 2021
    Facebook Twitter Instagram
    Facebook Twitter Instagram
    Şiirhane
    • Anasayfa
    • Dönemler
      • Cumhuriyet Dönemi
      • Yedi Meşaleciler
      • Fecr-i Ati Topluluğu
      • Garipçiler (1. Yeni)
      • Halk Edebiyatı
      • İkinci Yeniciler
      • Milli Edebiyat
      • Öz (Saf) Şiir Dönemi
      • Tanzimat Edebiyatı (1. Dönem)
      • Tanzimat Edebiyatı (2. Dönem)
      • Tekke ve Tasavvuf Edebiyatı
      • Toplumcu Gerçekçi Şiir Dönemi
      • Servet-i Fünun Edebiyatı
    • Yabancı Şairler
    • Rastgele Şiir
    • İletişim
    Şiirhane
    Anasayfa»Dönemler»Cumhuriyet Dönemi»Alper Gencer»Suriyeliliklerime Kadar Islanıyorum! Şiiri – Alper Gencer

    Suriyeliliklerime Kadar Islanıyorum! Şiiri – Alper Gencer

    Alper Gencer- Alper Gencer
    Telegram VKontakte Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email WhatsApp
    Paylaşın
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Son birkaç haftayı, Suriye’de yaşanan katliamları seyrederek geçirdim. En ağırı bu olsa gerek; bir katliamı elin kolun bağlı bir şekilde seyrediyor olmak. Ömrümde görmediğim vahşilikte savaş aletleri, yarılan kafatasları ve onların içinden dışarı çıkan beyinler, kopan ve dağılan uzuvlar, öldükten sonra bile işkencesi sona ermeyen, tekmelenen, kesilen cesetler, bütün sokakları boyayan kan, üst üste yığılan, istif edilen insan ölüleri… Kanımızı bir çırpıda donduracak ne varsa, şu an Suriye’de! Kalbimizi paramparça edecek ne varsa, aklımızı kaçırtacak, öfkemizi bir cinnete döndürecek ne varsa, hani ne kadar zalim ve ne kadar mazlum varsa, sanki şu an Suriye’de!

    Niye mi? Bu sorunun izaha gelir bir yanı yok! Dünyanın en doğru yahut en yanlış fikri/inancı bile izlediklerimi gerektirecek bir karşılık bulamıyor bende. Düpedüz insanlıktan çıkan, yani şerefini ve itibarını kaybetmiş bir grubun, ruhunu şeytana satmasıdır bu!

    Rejim, ne berbat bir kelime! Kendini yek doğru ilan eden ve herkesin de kendi gibi düşünmesini ve inanmasını isteyenleri ömrümce anlamadım. Ki Allah, elçilerine bile inandırma yetkisini vermemişken, hakikat sahibinin görevi apaçık tebliğden ibaretken; bu yaşanan zulmü, herhangi bir ülkünün yahut inancın bir parçası sayabilir miyiz, Allah aşkına! ?
    Olsa olsa bir erk istenci, bir iktidar bağımlılığı, bir sermaye bezirgânlığı, yahut en acıklısından yezidlik olabilir bu!

    Kısaca –ki uzatmaya pek de lüzum yok! – her zamanki gibi bir toplum, ve kendini toplumun sahibi bellemiş bir elit grup, ve onun karşısında ezilen bir halk, ve onun içinde çoğalan yoksulluk ve isyan, ve onun karşısında artan şiddet, ve onun karşısında güçlenen devrim bilinci, ve onun karşısında fışkıran zulüm, ve onun karşısında yılmayan, pes etmeyen, geri dönüşü olmayan bir devrim yolculuğu, yaşanan tüm bu rezil/pespaye duruma rağmen korkmayan, başındakini devirmeye ant içmiş, can koymuş bir güzel cüret, oluk oluk akan kan, göz yaşları, çığlıklar, vesaire, vesaire…

    Katledilenlerin hepsi, hakikat için savaşan devrim muhafızlarıdırlar! Karşı geldikleri vesayet rejimi, militarist ve kendi dinamiklerini putlaştıran bir zihniyetin ürünüdür. Öyle ki bu zalim rejim, Esad’ın ağzından iyi niyetle çıkan “reform” vaadine bir tepki olarak doğup büyüyen, dayatma ve zorbalıkla bütün pürüzleri giderebileceğini zanneden bir zavallılıktadır. Oysa ne Suriye’de, ne bizim ülkemizde, ne de dünyanın başka bir ülkesinde artık reddedilemeyecek bir gerçeklik varsa o da şudur; dayatmacılık ve zorbalık, uzun vadede kendi sonunu hazırlayan bir yönetim biçimidir.

    Suriye’de yaşanan vahşetin, kendini bu denli zifiri bir hale sokmasının temel sebebi, işlerin artık geri dönüşsüz bir noktaya gelmiş olmasıdır. Her iki taraf da, pes edecek olursa, kazanmak yahut kaybetmemek için uğraştığı “gücü”, tekrar elde edemeyeceğini düşünüyor. Halk, onca yıldırma harekâtına rağmen, her geçen gün daha büyük kalabalıklarla çıkıyor sokaklara. Rejim, onca katliama rağmen, daha büyük katliamlar yapmaya devam ediyor.

    Bu vahşi katliamların kaçınılmaz bir neticesi olarak, Suriye’den ülkemize sığınan mültecilerin sayısı gün be gün artıyor. Türkiye’yi bir kardeş, bir kurtarıcı olarak belliyorlar. Aynı toprağın insanı olduğumuz gerçeği, tarihin ve geleneğin dip derinlerinden su yüzüne çıkmaya başlıyor. Elbette, sığınanı Müslüman bir insiyakla emanetimiz olarak bağrımıza basmamız boynumuzun borcu, ki öyle yapıyoruz!

    Ama dahası da olmalı! Hemen yanı başımızda cereyan eden bu katliamın seyircisi olmak, Kerbela şahidi olmak gibi bir duygu! Bu duygudan bir an evvel kurtulmalıyız. Yani seyredip kederlenmekten öteye geçmeli, gerekirse bir gemi de Suriye’ye kaldırmalıyız! Şimdiden, Suriye sınırına giderek, mülteci kardeşlerimize destek veren gruplar mevcut. Bu gruplar daha da çoğalmalı! Suriye’deki devrimcilere ve bütün dünyaya, onların yanında olduğumuzu göstermemiz lazım! Mazlumun yanında durmak, zalime Hakkı göstermemiz lazım! Hatta bana kalırsa, aramızdaki şu sınırı kaldırıp atmamız lazım!

    Devrim, ne güzel bir kelime!

    Dünyaya Yeni Söz Gazetesi, 19.06.2011

    Alper Gencer şiirleri Suriyeliliklerime Kadar Islanıyorum! Şiiri - Alper Gencer Suriyeliliklerime Kadar Islanıyorum! Şiiri - Alper Gencer şiiri
    Paylaşın Telegram VKontakte Facebook Twitter Tumblr WhatsApp

    Yazarın Diğer Şiirleri

    Ziyaret Şiiri – Alper Gencer

    Yusuf Kuyusundan Nasıl Çıkılır? Şiiri – Alper Gencer

    Yukarı Doğru İnen Kepenkler Şiiri – Alper Gencer

    Yorgunların Şarkısı Şiiri – Alper Gencer

    Yankılandım Da Duruldum! Şiiri – Alper Gencer

    Yalanla Savaşanlar Şiiri – Alper Gencer

    Bunları da Okuyun

    Yeni Mektup Şiiri – Ali Cengizkan

    29 Aralık 2021

    Yuvarlağın Köşeleri-Konumuz Düşünmek-Etika-Birinci Bölüm-94 Şiiri – Özdemir Asaf

    29 Aralık 2021

    Düşündükçe Şiiri – Neyzen Tevfik

    29 Aralık 2021

    Topraktaki Sevince Şiiri – Abdurrahim Karakoç

    28 Aralık 2021
    Bizi Takip Edin
    • Facebook
    • Twitter
    • Instagram
    Çok Okunanlar
    A. Kadir (Abdülkadir Meriçboyu)

    Hep Beraber Şiiri – A. Kadir (Abdülkadir Meriçboyu)

    A. Kadir (Abdülkadir Meriçboyu)

    Yirmi dokuz nisan gecesi. Gene sevgiliden, arkadaştan uzakta. Gene şarkı söylemek istiyor canım, Eyüp iskelesinden,…

    Salınıp Seyran Yerine Şiiri – Aşık Ömer

    29 Aralık 2021

    Beni Bu Havalar Mahvetti Şiiri – Orhan Veli Kanık

    29 Aralık 2021

    Bu Dünyaya Gelen Gider Şiiri – Seyrani

    29 Aralık 2021
    Hakkımızda
    Hakkımızda

    Şiirsiz kalmayın!

    İletişim: [email protected]

    Şiirler

    941’de İzmir Şiiri – Attila İlhan

    28 Aralık 2021

    Su 2 Şiiri – Necip Fazıl Kısakürek

    28 Aralık 2021

    Mor Dağlarının Ötesinde Şiiri – Turgay Uçeren

    29 Aralık 2021
    Etiketler
    Ruhsati şiirleri Aziz Mahmud Hüdayi şiirleri Agah şiirleri Abdurrahim Karakoç şiirleri Pir Sultan Abdal şiirleri Karacaoğlan şiirleri Necip Fazıl Kısakürek şiirleri Ahmet Selçuk İlkan şiirleri
    Facebook Twitter Instagram
    • Anasayfa
    • İletişim
    © 2025 Şiirhane.
    Tüm hakları edebiyatın birbirinden kıymetli şairlerine aittir.

    Aradığınız şair veya şiirden birkaç kelime yazın.