işte yine yalnızsın hem de permeperişan
isyanlarına bile isyan eder haldesin
Yine aynı yerdesin,ama sana acımam
Çünkü sen kabus görür,düşte ısrar edersin
Doğduğun gün ağlaya ağlaya doydun sanki
Aç günlere sakladın gözündeki nimeti
Her günün ağlanacak saatleri suskundun
içine attın yeter,yetmez mi yutkunduğun
ilk okuluna bile seni en son yazdılar
En arkaya oturtup,ilk seni tanıttılar
Yirmibir taş eksikti sendeki abaküsten
Toplamayı buyolla erken kaptın herkesten
Onbeş yaşında ilk kez aşık oldun büsbütün
Aynı yıl tövbe ettin, ayny yıl aşka küstün
Zaten o güne kadar tek dostun Cin Aliydi
O günde sana birtek, Cin Ali hak verirdi
Melankolik, alkolik herşey oldun ayrımsız
Gelde içme her neyse, gelde uçma da farksız
Düşündükçe kaybolan en güzel günlerini
Bir de baktın ki Eyvah! kaybolmuş yenileri
Cin Ali de kaçınca Cin Ayşe nin ardından
Sen de ayrılmış oldun bu ilk arkadaşından
Herkes forvet oynadı, sen kalede devleştin
Hiç çocuk olamadın, iki büklüm gençleştin
Söylenmemiş doğru yok! Zavallı kitapları
Eskitme hiç, doğrular eğrinin çocukları
Senin asıl aradığın iki göz! Bela renkli!
Ne başka bir eşkal var, ne de izleri belli.
Ezel ebed arası sen yirmibir yıldasın
Her yıla bin hatıra, yirmibirbin parçasın
Avansı zaman versin, yine zaman harcasın
Anlayamadım ki ben, sen nasıl bir yoldasın.
Altı milyar yaşında zalim bir ak sakala
Yirmibir yıl saldırmak hangi akla hizmettir
Sen koşarsın, o kaçar asla çıkmaz karşına
Orduyla da yürüsen mutlak son hezimettir.
Huzurdu, mutluluktu hep palavra, hep yalan
Sonu belli bu yolun, ve sen hep o sondasın
Madem ki his işiymiş, aslında yokmuş zaman
Öyleyse CANER KARA, binbeşyüz yaşındasın! ! ! ! ! ! ! !