dört mayıs bin dokuz yüz seksen dört
ört bakalım gözlerini gençliğim
yolculuğundayım yüreğimdeki insan artıklarının
on dördüncü koltukta bir dünya
on dördüncü koltukta birden kaybolan
sarışın korkunç güzel bir çocuğun eşsiz bakışı
sarışın korkunç güzel bir dünyanın ürkekliğiydi
bir şehir terkedilirken
genellikle sigara içilir sayın yolcular
köprülere, yolda duran öylesine bir insana
kuduz bir kunduz gibi köpüren zamana bakılır
çünkü zamanı tersine çevirmek zamanıdır
bu yüzden
bir galata köprüsü terkedilirken
öncelikle ayran içmelisiniz sayın yolcular
avucunuzun içindeki atardamar
ve yüreğinizin kıvrımındaki ayrılık
son kez yoklanır
bir ölü terkedilirken
genellikle sigara içilir sayın yolcular
gözlere, kıpırdanışına tenin
ve kör olmak zamanıdır koparılan tırnaklara
ölülerin bir deniz dalgasındaki çırpınışlarına
çünkü dirilen bir şehir
eksilen bir köprü gibidir
bu yüzden
bir ölü terkedilirken
ya şehir ya ölüm terkedilmelidir.