yazmam gereken bir şey kalmadı
rüzgâr esin sesini doldurup cebine
benden habersiz gölgelere gecelere
göz kırpmaz oldu kimse nedense
düşündüm ki
düşümem gereken bir şey kalmadı
yeteri kadar papatya toplanmadı
bu yüzden dizlerim kanıyor durmadan geceleri
bunu bir ben biliyorum bir de ölüsü gençliğimin
bahar gelmeden yazın gelmesi beklenir oldu
şairler sesleri sesler şairleri sevmez oldu
soyunup çırılçıplak balıklar pullarından
sinemalara gider oldu kedilere sormadan
bilmem gereken bir şey kalmadı
bildiğim ne varsa kuluçkada kartal yuvasında
baldıran zehrinde sokrat düşünde
yaşamam gereken bir şey kalmadı
hepsini yeniden geçirdim gözlerimden
siyah beyaz sinema perdesinden
ellerime baktım avuçlarıma göklere
kuyudan su çeken ağır taşlara
sünger avcılarına ve ceylan
kalan ne varsa onlara baktım
gizli meleklerime plaklarıma.