Bunları da Okuyun

    Dönüş Şiiri – Ezra Pound

    29 Aralık 2021

    Çelişkili Kötü Şiiridir Şiiri – Arkadaş Zekai Özger

    29 Aralık 2021

    Araf Şiiri – Cemil Meriç

    29 Aralık 2021

    Elimi Çeken El Şiiri – Berin Taşan

    29 Aralık 2021

    Süleymaniye Kürsüsünde Şiiri – Mehmet Akif Ersoy

    28 Aralık 2021

    Na’t-ı Şerîf Der Hakk-ı Peygamber ‘aleyhi’s-selâm Şiiri – Agah

    29 Aralık 2021

    Paysız Şiiri – Nail Abbas Sayar

    29 Aralık 2021

    Bu Dünya Hangimizin? Şiiri – Abdurrahim Karakoç

    28 Aralık 2021

    Geri Verilen Şiiri – Fazıl Hüsnü Dağlarca

    29 Aralık 2021

    Tren Sesi Şiiri – Orhan Veli Kanık

    29 Aralık 2021
    Facebook Twitter Instagram
    Facebook Twitter Instagram
    Şiirhane
    • Anasayfa
    • Dönemler
      • Cumhuriyet Dönemi
      • Yedi Meşaleciler
      • Fecr-i Ati Topluluğu
      • Garipçiler (1. Yeni)
      • Halk Edebiyatı
      • İkinci Yeniciler
      • Milli Edebiyat
      • Öz (Saf) Şiir Dönemi
      • Tanzimat Edebiyatı (1. Dönem)
      • Tanzimat Edebiyatı (2. Dönem)
      • Tekke ve Tasavvuf Edebiyatı
      • Toplumcu Gerçekçi Şiir Dönemi
      • Servet-i Fünun Edebiyatı
    • Yabancı Şairler
    • Rastgele Şiir
    • İletişim
    Şiirhane
    Anasayfa»İsmet Özel»Üç Frenk Havası Şiiri – İsmet Özel

    Üç Frenk Havası Şiiri – İsmet Özel

    İsmet Özel- İsmet Özel
    Telegram VKontakte Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email WhatsApp
    Paylaşın
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    1. Capriccio Alum

    Gülünç bir ölümle öldü deniyor Max Stirner için
    çünkü mahvına sebep nihayet bir sinektir
    ama Fanya Kaplan
    nasıl öldü diye sorarsak sanırım
    işimiz fazlasıyla ciddileşir.

    Bize ne başkasının ölümünden demeyiz
    çünkü başka insanların ölümü
    en gizli mesleğidir hepimizin
    başka ölümler çeker bizi
    ve bazen başkaları
    ölümü çeker bizim için.

    Ölümle şaka olmaz diyenler
    kıyasıya yanıldılar bu çağda
    Taksitle Alum diye bir roman yazıldı artık
    Önce Öl/Sonra Öde denilmek suretiyle
    aşılıp geçildi bu roman da.

    Doların dalgalanmasına bırakıldı bu çağda alum
    geceleri şehrin varoşlarında ikamete mecbur edildi
    gündüzün kimlik soruldu ona
    sağcı mı solcu mu olduğu sorusuna cevap verdi
    seken bir kurşun kadar
    kurşuni bir kış denizi kadar bile
    taraf tutmayan ölüm

    2. Alum Cantabile

    Ben ne büyük bir dalgınlıkla bakmış olmalıyım ki hayata
    görmedim orda çinko damlar ve plastik sürahilerin tanrısını
    yerime yadırgadım
    yerim olmadı zaten kendi mezarımdan başka
    çılgının biri sanılmaktan sakınmaya vaktim olmadı
    durmadan beyaz bir aygırla taşardım derin göllerden
    bir gebe kısrakla kaçardım derin ormanlara
    güneşin zekasıyla doymak isterdim
    kaba solgun kağıtlar sunardı
    şehrin insanı bana

    şehrin insanı, şehrin insanı, şehrin
    kaypak ilgilerin insanı, zarif ihanetlerin

    Ogün bugün, şehri dünyanın üstüne kapatıp bıraktım
    kapattım gümüş maşrapayla yaralanmış ağzımı
    ham elmalar yemekten göveren dudaklarım
    mırıldanmasın şehrin mutantan ve kibirli ağrısını.
    Azıcık gece alayım yanıma yalnız
    serçelerin uykusuna yetecek kadar gece
    böcekler için rutubet
    örümcekler için kuytu
    biraz da sabah sisi
    yabani güvercin kanatları renginde
    biz artık bunlar olarak gidiyoruz
    eylesin neyleyecekse şehrin insanı

    şehrin insanı, şehrin insanı, şehrin
    bozuk paraların insanı, sivicelerin

    işte öldüm, işte son kadife çiçekleri
    son defneler, badıranlarla kefenlediler beni
    bütün kaçaklar için inci bir melhem oldu benim ölümüm
    bütün hoşnutsuzlar yanlarında saklayacak
    benim ölümümden yayınlan kırpıntıları
    boğaz tokluğuna çalışanlar
    özenle kilitleyecek göğüslerine
    benim ölmüş olmamı
    hiç bir yaprak damarından
    hiçbir su özünden atamayacak beni
    ortaya benim ölümüm sürülecek
    pey akçesi olarak
    tanrıların ölümünü bir üstlenen çıkınca
    ama neler olup bittiğini hiç bir ayetten
    hiçbir vakit anlamayacak şehrin insanı

    şehrin insanı, şehrin insanı, şehrin
    pahalı zevklerin insanı, ucuz cesaretlerin

    3. Requiem

    Bozkırda yaz akşamları seni seyrederdi
    seni seyrederdi ormanda gürbüz sabah
    ağırkanlı bir güneşle yaşanan kış
    ağır, kanlı bir güneşle yaşanan hasat zamanı
    bekarların kaburgalarına gümleyen karanlık
    isterik kokusu beyaz dantelaların
    seni seyrederdi
    sen diriyken sana bakmak
    başlı ve sonlu bir uğraştı sanki.

    Gövdene imrenirdi ok atmayı bilenler
    gövden aklın gibi engebeli ve dakikti
    sokaklarda kavga çıkardı senin yüzünden
    sen topuğunu gösterirdin ve dövüş başlardı
    ejderlerle çarpışırdı bey çocukları
    müminler müşriklerle savaşırdı.
    Toprak ve yağmur savaşırlardı
    anahtar ve kilit
    birbirlerine girerdi ekmekle bulutlar
    kan ve su
    nadirle zenit.

    Isıtırdın salkımları bağlar bozulunca
    tohumların bilgisine hısımdın
    beyninde yelkenlerini açarak
    serinlerdi kısır kadınlar
    sen diriyken
    sepetlerine çiçek doldurup insanlar
    peşinden gelirlerdi
    serüvenler peşinden yürürdü endazelerin
    mekikler otlakların yörüngesindeydi
    ayıklardı insanların rüyalarını
    yaktıkları tütsü, okudukları yasin.

    Sonra öldün, sonra ıslıkladılar seni
    gösterişsiz tabutunu yuhaladılar
    lahana yaprakları attılar sana
    sonradan görme tombul ortayaşlılar
    semiz, genç burjuvalar seni
    tepeden tırnağa fermuarladı.

    akşam gezmesine çıkan emekliler bile
    duygusuzca silkeledi üzerlerinden
    senin gözyaşlarını

    Bir soğuk uzay
    parıltısıyla anılıyorsun artık
    kuru bir bilgisayar tıkırtısıyla
    açıyorlar taçyapraklarını ancak
    bir alkol koması sırasında
    senin yorgunluklarını
    hastanelere makbuz yaptılar
    çekingen duruşunu intihara karşı
    kullanıyorlar koğuşlarda
    çünkü çoktan alum götürdü seni
    alum alum
    gündelik sözlerimiz arasında
    geçecek kadar kaba.

    Üç Frenk Havası Şiiri - İsmet Özel Üç Frenk Havası Şiiri - İsmet Özel şiiri İsmet Özel şiirleri
    Paylaşın Telegram VKontakte Facebook Twitter Tumblr WhatsApp

    Yazarın Diğer Şiirleri

    Neyi Kaybettiğini Hatırla Şiiri – İsmet Özel

    Faciayı Yazmasaydım Yaza Yazık Olurdu Şiiri – İsmet Özel

    Kadın Şairler Aşktan Bahsettikleri Zaman Şiiri – İsmet Özel

    Derinden Bir Düşkırıklığı Benimkisi Şiiri – İsmet Özel

    Kötü Şiirler Şiiri – İsmet Özel

    Kaçmak İsterken Vuruldu Şiiri – İsmet Özel

    Bunları da Okuyun

    Yağmur Güzeli Şiiri – Yavuz Bülent Bakiler

    29 Aralık 2021

    Taştan Mantar Tarlası Şiiri – Arif Dino

    29 Aralık 2021

    Hasan’dan Gelen Mektup – 3 Şiiri – Abdurrahim Karakoç

    28 Aralık 2021

    Resim Şiiri – Yavuz Bülent Bakiler

    29 Aralık 2021
    Bizi Takip Edin
    • Facebook
    • Twitter
    • Instagram
    Çok Okunanlar
    Kul Himmet

    Cihan Derya İken Derya Su İken Şiiri – Kul Himmet

    Kul Himmet

    Cihan derya iken derya su iken Tâ ezelden arzumanım Kul Himmet Şu dünyada hiçbir nesne…

    Kız Perçemli Kıratım Şiiri – Köroğlu

    29 Aralık 2021

    Bereket Var Toprağında Taşında Şiiri – Dadaloğlu

    29 Aralık 2021

    İş Şiiri – Necip Fazıl Kısakürek

    28 Aralık 2021
    Hakkımızda
    Hakkımızda

    Şiirsiz kalmayın!

    İletişim: [email protected]

    Şiirler

    Garip Haller Şiiri – Abdurrahim Karakoç

    28 Aralık 2021

    Saçunun Bendine Ger Akl İre Dîvâne Ola Şiiri – Ahmedi

    29 Aralık 2021

    Karnındaki Bıçak İzi Şiiri – Cezmi Ersöz

    28 Aralık 2021
    Etiketler
    Karacaoğlan şiirleri Aziz Mahmud Hüdayi şiirleri Ruhsati şiirleri Abdurrahim Karakoç şiirleri Ahmet Selçuk İlkan şiirleri Pir Sultan Abdal şiirleri Agah şiirleri Necip Fazıl Kısakürek şiirleri
    Facebook Twitter Instagram
    • Anasayfa
    • İletişim
    © 2025 Şiirhane.
    Tüm hakları edebiyatın birbirinden kıymetli şairlerine aittir.

    Aradığınız şair veya şiirden birkaç kelime yazın.