Atsız Ata, duy diyenin derdini,
Anlatırsam getiremem ardını,
Çakal basmış çalağanlar yurdunu,
Sağda solda namuslu er kalmamış,
Baş çevirip gidecek yer kalmamış…
Atsız Ata, eğik kaldı başımız
Boşa gitti geçip giden yaşımız
Bölüştükçe çoğalmadı aşımız
Yala döndü, ziyan oldu, puç oldu,
Zamanında göremedik, geç oldu…
Atsız Ata, yaprak döken yel değil
Ömür aldı, öyle üç beş yıl değil
Savurduğu, yol dediği yol değil
İniş değil, yokuş değil, düz tuzak
Tanrı uzak, şeytan uzak, biz uzak…
Atsız Ata, ne çok olmuş sustuğun,
Hangi çağdı bora gibi estiğin?
Hakmış, evet devranına küstüğün,
Öz acdadı -şükür- bilmez bu çağı,
-ki bu nesil alçakların alçağı…
Atsız Ata aman verdik özgeye
Meyil ettik dağılmaya bozguya
Uyamadık alındaki yazgıya
Kırılmadık amma iki büküldük
Yürüdükçe milyon milyon döküldük
Atsız Ata namus nerde, ar nerde?
Şeref hani, ara, tara, sor nerde?
Ölüm hak da ölünecek yer nerde?
Bulaydık da yere olsun gireydik!
Yaşamadık ercesine öleydik!
Atsız Ata geçeydi de canından
Sıyrılaydı bu kılıçlar kınından
Bir damla kan gökbörünün kanında
Nasip olsun tüm boyların tekine!
Dikine hey deli gönlüm dikine!
1 Mart 2012