Mezartaşı Yontucusu
mezartaşı yontan bir adamın gözleri
miras pay edilirken uykusu gelen
bir çocuk gibi
bomboş bakar dünyaya.
der ki bu şenlikistanda
her şeyin varisi benim adım muamma
kuruyan yüzünüzü ancak ben onarırım
cilt bakım setleri gider boşa
size bembeyaz bir yüz yaparım.
Kör
Körüm ben, aydınlığa karşı kötürüm
umrumda değil gündüzün uzaması
hiç karışmam Tanrı’nın işine
mesela kaç ölçek kırmızı katıyor güle
-gül neyse-
körüm ben, seslerden insan yaparım
dolaşıp dururum gece bekçisi gibi
şart olsun ki
insan burda karanlıktan kuruyor
bana mı bulaştı yoksa,
dünyanın isi.
Mecnun
kusura kalma teselli hazretleri
sana layık bir mürit olamadım besbelli
büyük şehirlerin küçük içinde
dansa kaldırılan utangaç bir kız gibi
buldum bu dünyada kendimi.
ve camları hohlayıp da çizdiğim resimlerden
bir ben kaldım ve sevgilim
suyu ihmal edilmiş fesleğen gibi gitti
gözlerim terledi yolunu gözlemekten.
Sevgili
gökyüzü kapalı ben açık hece
bir dua damlar yapraklarıma
ceylan derisinden bir ezan sesi
gelir ve cilt olur dudaklarıma.
Foto ali
bir vesikalık kestim aynanın içinden
pazar ola ey çünkü ben
yana yatmayan saçları gibi bir insanın
hep şuna inandım,
geciken bir mektup, düşünün sevgilinizden
işte o mektup benim, siz karşımda gülerken
üzüntümdür yüzünüzde patlayan
foto ali ben
falso alırken her şey hayatın karşısında
çoğaltırım sizi hiç üşenmeden.
Dilenci
ey insan sana küstüm çünkü sen beni
birazdan kurşuna dizilecek bir mahkum gibi
bıraktın ve gittin endişe limanında.
ama sorarım, mesela samatyada
kimin bahçesi daha büyük
ölümden.
Cüce
kurban olduğum,
iki ters bir düz örerken insanları
birkaç ilmek daha atsaydın bu fakire
sevaba girerdin ve
olmazdı kimseye hıncım
ama şimdi üç beş santim için
zıplayıp duruyor elim ayağım.
Deli
deli sizsiniz böyle bir çağda
akıllı kaldığınız için.
ben sizin
akla hayale sığmayan yanınızım
siz ki dünyayı üstünüze giyseniz
yine de açıkta kalırsınız çünkü gözleriniz
dipsiz bir ambar sanki.
ah siz,
mezarlıklar müdür olsanız bundan daha iyi
bir koyup hiç almasanız bir tohum gibi
kendinizi toprağa.