Ve Douve’sun işte sen şimdi son odasında yazın.
Bir semender duvarda kaçıp gitmede. O güzel
insan başı yaymada yaz ölümünü. “Yok
olmak isterim sende, dar yaşayış” diye haykırıyor Douve.
Boş şimşek dudaklarıma koş, içime işle!
“Bak bana, bak bana, koştum ben! ”
Yanındayım senin, Douve, ısıtıyorum seni.
Aramızda yalnız bu çakıldan lamba var, bu
dinmiş biraz gölge, ellerimiz ki gölge
bekleyip durur. Şaşırmış semender, kalmışsın
kımıltısız.
Yaşamış olmakla ânını bilgiye dönüşen en yakın tenin.
Semender yeniden göründüğünde, güneş
Daha yeryüzünde pek alçaktaydı,
O parlayan gövdeyle bezenmişti yol taşlarıysa.
Daha yeni koparmıştı son
Bağlantıyı ki gölgede dokunulan yürektir o.
Yarattı yarası, o kayalar görünümü,
Bir ölüm vadisini kımıltısız bir gök altında.
Dönüp gene bütün camlara, yüzü
Işıdı yıllanmış ölüm ağaçlarıyla.
Çeviri: S. Maden