Bunları da Okuyun
Browsing: İsmet Özel şiirleri
Hatırlayacaksın Hatırla hemen Bizim eskiden Nereli olursak olalım İster oralı olalım yerli İsterse garip yıpratık ağlaksı Tuhaflığın gariplerinden İddet müddeti…
Beri bak ben o zamanlar genç idim tek başıma çılgınca Neler yaptım bilir misin etrafımda başka gençler bulamayınca İt resmini…
Kadın şairler aşktan bahsettikleri zaman Mangalın küle mahcubiyeti artar Divitlerin ucu eğrilir akıtmaya başlar hokkalar Ayırır denizin kibrini bin parçaya…
Hayal kurmakla başım hiç hoş değildir. Gelecekten beklediği nelerse onları kafada keyfince şekillendirip sonra onlara uymayan durumlarla karşılaşınca hayalleri yıkılan…
1.Senin çağıltın evladım sen denizi düşününce uğuldayan sokaklar açık renk bir elbiseye yakışan alnın sabah şehre henüz kamyonlar girerken bir…
Gök gürledi Canı sarsılmadı şimşek çakışından Ve yağışlar dilinden döküleni epritemedi Sert esen poyrazın dayattığı siliklik Ağustos sıcağı gerekçesiyle pelteleşme…
Bağrı çok savruk da olsa sabah günün en çıplak vaktidir günün en çıplak kuşları gezinir orda ve ilkin loş bir…
Çocuk e harfine yaslanmış uyuyordu sonra saçlarımız kapandı, denklerimiz bağlandı sonra boyuna ateşler söndü dağlarda bir yıldız boyuna söndü durdu…
Bendim benim gölgelerimdi yaklaşan dağlara ayaklarını satan ve bakır kazanlardan taşarken roma yorgun bir karanlığa ileten kendini o acı çığlıkları…
Ben halka bakinca gümüş tirnakli kisraklar sirça kirpikli gelinler huylanir. Ben halka bakinca terlenirim yaslanirim tarlalarin gölgesine, tozuna kirlenir gülkurusu…
1. Bütün renklerimi siliyor dışardaki yağmur derin bir bıçak izi olduğum için artık beyaz bir yumruk gibi kaldım diye hayatın…
Köleler gördüm, karavaşlar hayaları burulmuş bir adamın ayaklarını yıkamaktalardı artık kelimeleri kalmamış fiyatları sormaktan saçları taranılmaktan usanmışlar sinemalarda saklanıyor kışın…
Hirliyim, böylece büyüyor baldirlarim ve boynumun öpülen yeri iri bir kus kendini agartiyor koltukaltlarimda geceyi hor görüyorum böylece gecenin bütün…
Sarardın üzüntüden, üç gün ağladın baktım gözlerine şıçramış halkın gözleri incesin bardakta bir karanfile benzemiyor inceliğin serçeler sekmiyor hayır, dudaklarında…
Ne gümüş bir çocukluk ölümün mavi cinleri uykusunda bıraktığı saçlarındaki yangın o balçıkla beslenen saçlarındaki yangın ona doğru uzanınca akşamın…
Senin karanlığına kanat vuran yarasalar başka bir göğe germişler kendilerini yürekli savaşçılar olmuşlar gemilerini yakmışlar ve silahlarını bilerken kanlarına yansımış…
Kargasa. Anilacak günlerim olmadi mi benim? Ayaklarimin korkusuzca çiçeklendigi, silahima yapisip sabahin serinligini bekledigim, kuzey gemileriyle sagir oldugum günler, sepet…
Günlerimize o ilkel sesleri karışır ya gemileri annelerinden çok seven çocukların bir adam gelir ya devinen bir sancıdır artık gelir…
Kuş damdan düşünce sarişin bir yürüyüşüdür artik ölümün bir yagmurdur açilan kurakliga bir yagmurdur kulübesi nisandan ve onun ayaklarina dolanan…
Sızıyı gideren su. Suyun sızladığını kimseler bilmez.