Bunları da Okuyun
Browsing: Osip Mandelstam şiirleri
Mutluluğu hesaplamayı sevmiyorum, ruhsuz bir leke olabiliyor bazen doğa. Çok içmedim, niyetliyim sadece ince bir hayatın bütün ince renklerini yaşamayaRüzgâr…
Bir buzulun çatlağından nasıl sızarsa su ve nasıl iki yüzü varsa o suyun tadının, bir ileri bir geri ve nasıl…
Ağırlık ve tatlılık kızkardeştir, aynıdır belirtileri Ciğerotları ve yabanarıları ağır gülleri emerler; İnsan ölür, soğur ısınmış kum, Kara bir sedyede…
Yaşıyoruz, ama hissetmiyoruz artık bastığımız toprağı. On adım öteden duyulmuyor konuştuklarımız.Oysa ne zaman iki çift laf edecek olsa birileri, Kremlin’in…
O incecik omuzların kırbaç altında kızarmak için, kırbaç altında kızarmak ve alev alev yanmak için kuru soğukta.O çocuk parmakların ütüleri…
Gözyaşlarım kadar tanıdığım şehrime döndüm, Çocukluğumun şişmiş bezeleri kadar tanıdığım. Döndüm buraya işte – durma, iç artık Irmak boylarındaki fenerlerin…
Kimseye bir şey söyleme. Bütün gördüklerini unut, kuşu, yaşlı kadını, kafesi ve bütün ötekileri.Yoksa titremeye başlarsın ağzını açar açmaz günün…
Işığın örümcek ağı içindeyim şimdi. İnsanlar saçlarının bütün gölgeleriyle ışığa, soluk mavi havaya, ekmeğe ve Elbruz’un doruğundaki kara hasretler.Ve kimseler…
Hâlâ yaşıyorsun, yalnız değilsin daha – o hâlâ yanında, bomboş elleriyle ve bir sevinç ulaşıyor ikinize de geniş ovalardan, sislerin,…
Geleceğin gürültülü zafer şenlikleri için, o soylu kuşak uğruna, yoksun kaldım atalarımın şölenindeki kadehimden, mutluluğumdan, onurumdan.Omuzlarıma atılıyor şu kurt köpeği…